TANRISIZ GURBETİN KUŞLARI( I ) Kendimi gördüm birden Kahır yüklü bir mazi tünelinden geçerken Uçuk bir gurbetin karanlıkların da yaşarken Başkası peydah olmuştu sevdiğimin etrafında Üstelik ben hala onu seviyorken… *** İnsanın yüreğini inceltirmiş gurbet haddindan fazla Şayet sevdiğinden sen birde uzaklardaysa Fiske kadarcık bir lafla, Katil bile olurmuş insan boşuboşuna Fark etmeden dokunsalar bile yarana… *** Kurşun olup korkunç bir duyguyla patlar ! Tetiğine dokunmadan daha sende ki mor anılar Hatırladıkça geçmişin tüm vefasızlıklarını Yüreğin de gün yüzü görmemiş hasretler içten içe kanar… *** Sanki dünyanın öbür ucundan sana ateş uzatırlar Anıların sürekli kıvılcımlar çakar Yitik aşkından saçılırken etrafına o kıvılcımlar Bir daha kalkamaz ayağa hiç sende ki yaralı umutlar… *** Yanarsın yitik aşkının uzakların da, yanarsın sen Dayanmazsın artık bu ayrılığa, dayanamazsın muhtemelen Böyle bir acının senin hayatın da Bir ömür boyu sürüp gidebileceğini düşünürken… *** Nikah tazelersin her gün batımından sonra Tanrısız gurbetin hüzünlü akşamlarıyla Takılırsın dolaşıp meyhane meyhane En çok benimsediğin “Dertalan” adlı şaraba… *** Ve uzaktaki aşkından üzerine dumanlar yağar Onun yüreğinden göçüp gitmen bile sağlamaz sana yarar Sıfırın binlerce derece altında buza gömülmüş olsan da sen Ruhun donacak yerde cayır cayır yanar !... ( II ) Nihayet gizlenip gubetin gecelerine Gidersiniz falanca kentli, falanca isimli bir hanımın evine Yani namı değer “Küçük Ev” mekanlı mimli bir yere Muhtaç olursun tesellisi için mutlaka ve özellikle, Yüzünü ilk kez göreceğiniz bir kadın gülüşüne… *** Biz en temiz duygularla en temiz aşklara yenikler Tanrısız gurbetin kuşlarıyız bu yüzden işte Üç arkadaştık biz gurbetin o batakhanesin de Esirdik sevgisiz yalnızlıkların sadık ellerinde Satacaktınız dünyanın anasını sevgiden yana ötelene ötelene !… *** Üçe bölünecektik üç arkadaş olarak, üç ayrı odalar da Gönlümüzü kandıracaktınız üç ayrı kadınla Ayrı birer dünya kuracaktık üçümüz için o gece Öyle bir dünyaydı ki bu bir bakıma, Ertelediğimiz nefes almayı yeniden kazanacaktık biz güya… *** Çekiliyorduk artık üç ayrı kiralık dünyalarımıza Bu acı gurbetin baş rol oyuncusuyduk hepimiz nasıl olsa Bekliyorduk, bekliyordum utana sıkıla ve heyecanla İçime zorla sığdırmaya çabaladığım ayrılık acılarımla !.. *** Ve…Ve nihayet geliyordu benim kiralık aşkım Yaklaştı, iyice yaklaştı bana o malum kadınım Ama ortalık birden depreme uğradı sandım Neredeyse sanki kan kusmaya başlayacaktım !... *** Dahası savrulmuştum adeta dört bir tarafa ! Bir de ne gördün ben karşımda ? Keşke o olmasa dedim; Tepeden tırnağa bu oydu ne yazık ki ama, O işte, maalesef o biricik aşkım "Papatya !..." *** Ölüp tekrar dirilmiş gibi oldum sanki bir an ! Ve canım kadar sevdiğim bir zaman Karşım da duruyordu benim biricik canan Yani ilk aşkın ŞÜKRAN !... *** Yani şimdi ki kiralık kadınım Öpmeye bile kıyamadığım Onsuz yaşamaya dayanamadığım Gün geldi ki onsuz nefes bile alamadığım… *** Maalesef işte ben böyle bir bahtsız adam ! Mutlu muydu kendime gelip bir sorsam Mutlaka soracağım hüzünden de boğulsam AMA PARÇALARIMI BİR TOPLASAM !!!... ==== ====================== İSMAİL HAKKI GÜRCANOK 15/ 08 / 2005 / İST ./ AĞVA |
Böyle insafsız tesadüflerin,yuvasını bozacağım.
Romanlara esin olmaya namzet,
eNKAZIN ALTINDA KALMADIĞINA HAMD ET.