ALANYAM SEVDAM BENİM...
Dertlerimi rüzgara verdim bugün,
Göz yaşlarımı buluta, Hanım eli kokusunu derince içime çekip, Denizi seyre daldım balkonumda... Dertleri silince bir an kafadan, Ne de güzel görünüyor deniz, Ne de tatlı gülümsüyor güneş, O metrelerce dalgalar bile Sanki kıyıyı daha bir insafla okşuyor... Kıyı şeridindeki palmiye ağaçlarının gölgesi, İncir ağaçlarının altında tavşan kanı çay Ve bir de simit Her şeye değiyor ... Dertler beyninden bir an olsun siliniyor... Hele bir de Dim çayının soğuk suyuna ayağını koyup Bir de rakı açtırıp dost meclisinde Kadehleri bir bir yudumlayıp, Bir çilingir sofrası kurmak da Hayatın bir başka tatlı parçası... İnce kum’un sığ sularında, Kleopatra’nın berrak sahilinde, Mahmutların kayalıklarında Denize dalmak bir başka güzel... Dere köy, Sapa dere,Söğüt ve Gedevet yaylalarında şehrin yakan sıcaklığından kurtulup, Çam ve köknar ağaçlarının gölgesinde, Oksijen dolu bir ortamda piknik yapmak harika... Alanya caddelerinde loş ışıklar altında, Arnavut kaldırımlarında,yürümek başka bir tad Zakkum ve Mum çiçeği kokulu Sahilinde gezmek Anlatılmaz bir haz... Portakal bahçelerinin, Muz ağaçlarının, Seralarının gölgesinde Toros kokan keçi sütünden, İnek sütünden yapılma Ayranın yanında o mis kokulu Gözlemeleri yemek ne güzel... Alanya’m, sevdam benim aşığınım senin, O masmavi gökyüzüne, O yemyeşil ormanlarına, Gökten boşalırcasına yağan yağmurlarına, Gökyüzünü aydınlatan yıldırımlarına Kara sevdalıyım... Görmesem seni Yaşadım sanmam ölürüm Alanya’m... Kazım DOĞAN 27.09.2009 |
Yüreğiniz dert görmesin.
Saygılarımla.