FOTOĞRAF (Akrostiş)
Fazîlet mündemictir, sûretin ’Nûr’ hâlinde,
Ol içre düşmediyse, fotoğraf ’Sûr’ hâlinde, Târ-û mâr olur nîzam, jülide hayâllerin, Olmaz mâzîye dönüş, fotoğraf ’Şer’ hâlinde, Gıbtakârane bakış, savrulur menzilinden, Riyâ ile yıkanan, fotoğraf ’Sır’ hâlinde, Affa mağrur dudaklar, ısırırken günâhı, Feraset gider kâlden, fotoğraf ’Nâr’ hâlinde. ...bir yer / 12 eylül 2oo5 Lûgatçe: fazîlet: Değer. meziyet, iyilik, ilim ve iman, irfan itibarı ile olan yüksek derece. Dinî ve ahlâkî vazifelere riayet derecesi. Fazl ve hüner cihetiyle olan yüksek derece. Bir şeyin başka şeylerden cemal, kemal ve fayda cihetiyle üstünlüğü, müreccah olmasına sebep olan keyfiyet. mündemic: İndimac eden, dürülüp sarılan, içine sokulmuş olan. İçine alınmış olan. târ-û mâr: Dağınık, karmakarışık, perişan. nîzam: Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış. * İcaba göre yapılan kanun. Bir kaideye binaen tertib olunmak ve ona binaen tertib olundukları kaide. * Bir işin sebat ve kıyamına medar, sebep olan şey ve hâlet. jülide: Dağınık, perişan, karma karışık. gıbta: İmrenme. Aynı iyi hâli isteme. Şiddetle başkasının güzel bir halinin kendisinde de olmasını arzu etme. menzil: İnilen yer. Konulacak yer. * Yer. Dünya. Ev. * Mesafe. riyâ: Özü sözü bir olmamak. İnandığı gibi hareket etmeyiş. İki yüzlülük etmek. Gösteriş için yapılan hareket. feraset: Anlayışlılık, çabuk seziş. |