düş üşü(ş)mesideme çekmişken kendimi şimdi neydi ki bu? bir düş mü yoksa gecenin ateşinde çehrende asılı kalan bir masal mı gözlerin de bekleyen Rapunzel! her baktığımda bana kahramanın olmamı hatırlatan Aşkın ateşine verdim şiirimin kılıcını ve yüreğimin örsünde dövdüm imgelerimi ve şimdi tümcelerin dili çözülür aralarında konuşurlar utanarak al basar yüzlerini her repliklerinde aşk her susuşlarında aşk sarmaşdolaş terimi teninle silmenin hayaliyle bir kelime, bir imge, bir mısra daha gecenin karanlığında kavrulan seni bana, beni sana anlatan Durmadan! saatten kuleler astım kirpiklerime gittikçe ağırlaşan zaman yıkılır üzerime şehrinin yıldızları kayar gözlerimde geçer adın tutulan her dilekte delta misali birikirim sana her an biraz daha -biraz daha bereketli topraklarımda ekeceğimiz tohumlara doğar mevsim mevsim sen kokar her bahar sana açarım - sen yokken talan - kağıttan gemilerle gel bana bitsin siyanürlü gidişlerin yak limanlarını dağılsın gemiler boğulsun deniz tuzu çekilsin içinden hiç gitme benden, gitme yüreğimden - sen varsan tamam - gemilerim kağıttan dudağımın kıyısından dudaklarına rüzgargülünün melteminden aşkı taşıyan yak deme limanları yakamam sevgilim onlardır sahipsiz aşkların martılarını okşayan gitmem gidemem, savrulamam okyanusun rüzgarlarına kopamam yüreğinden kopamam gözlerinden ki, kaçar aklım yokluğunda Gülay Bulut - Taylan Bildirici |
ıssız kalabalıklar peydahlanmış
tanrı teyakkuzda
tebrik ve ışıkla