ağlamıyorum...gözüme şiir kaçtı.dört heceli iki dizeli bir şiirdi üstelik ünlüde değildi şairi aşk diyordu şiir birde özlem ikiz çocuklar gibi aynı göbek bağının tuttuğu birbirinin sancısını hisseden ilk okuduğumda haybeden yazılmış diyordum nedir ki; iki cümle birde kafiye sonra sonra öğrendim,bildim ağlamayı şiirlerde bazen de güldüm çoğu zaman hüzün bastı kimi zaman efkar ama hep buğulandı gözlerim yazmayı öğrendim sonra harf harf giydirdim şiiri kıfayetsiz kaldım bazen kıyafetsiz çırılçıplak tümcelerim ’yılmadım yazdım,yorumladım yazdım ...ve bir gün sen bana gelmek için gittin gitme dedim sana sevgilim gittin. şiirsiz kaldım şimdi martıların kanatlarına tak imgelerimi mantar tıpalı şişelerle at denizlere Kız Kulesi’nin eteğinden toplarım gönderdiklerini as bir bulutun kuyruğuna şehrimde çiselesin ben şemsiyesiz kalayım ipsiz uçurtmalara bağla,yaldızlı olmasın kağıdı ama ya da en iyisi sen gel sevgilim şiirlerde birlikte ağlayalım yokluğunda karın tokluğuna şiirler okuyorum katık olup sensizliğe daha bir batıyorlar içime mezesiz kalmış meyhane gibi loşlaşıyor ışıklar İstiklal bile daha az kalabalık sanki yada benim tüm kalabalığım sen olduğun için mi bu ıssızlık,bilmiyorum. şiir diyorum şiir benim sende bulduğum senin bende kaybolduğun aşk gibi birşey bir ömre yazılsın şimdi şiirler hem bir ömür nedir ki yanında gözlerimi kapattım açmaya korkuyorum ölüyorum yokluğunda gömün diyorum beni şiire dört hece iki dize atın üstüme Gülay Bulut |
ölüyorum yokluğunda
gömün diyorum beni şiire
dört hece iki dize atın üstüme
hayatım boyunca aklımda kalacak kadar etkili geldi bana bu mısralar,çok güzel yazmışsınız emeğinize sağlık...