ASLA ŞİKÂYET ETMEZ BU DİLBER
Dağlara misk’ ini bırakan,
kokularıyla insanın başını döndüren, ceylanları sulardık aşkın pınarından. Uzaktan kulağımıza çalınan eski bir taş plâk şarkısı. İlk heceleriydi; “Bir demet yasemen Aşkının tek hatırası.” Hiç bitmedi ayrılık, hiç kapanmadı hicran yarası. Ağır ağır ilerleyen zaman tuz serper zehir olup da akar kanlı yarama. Her an karanlığın çarşaf gibi uzandığı geceden ardında hareler bırakarak yıldızları aralayan, senli bir şavk düşer avuçlarımın arasına. Yüreğim koca gece, hücre cezalısı. Dibini aydınlatmayan mum ışığında, ellerim taş duvarlarda ellerini arardı. Sürgünde ağır kapanır külçe yığını kapılar gıcırtısı adeta göğü yırtar da yaralar. Asla Şikâyet etmez bu dilber. Hüznümün sebebi sensin sevgili. Tabip de istemem böyle bilinsin gayri. Gözyaşlarımla yıkarım acılarımı her gece, yalnızlığımı da sararım her defasında üstüne. Allah Kerim gül goncası, baki değil nasılsa burası. Kırmızısı çoktan solmuş, beyaza dönmüş bir çift dudak. Çıban gibi batar yârin yokluğu yarı baygın sevdiğini sayıklar, üzgün bakışlı dilber. Dili bilmez şikâyet Bilir, vuslat mahşerdedir nihayet. İNCİ DENİZ 3 /9/2009 Dizelerimin düzenlemesini yapan ve sesiyle de değer katan Sevgili KALİMERA’YA Gül yüreklime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. |
Kırmızısı çoktan solmuş,
beyaza dönmüş bir çift dudak.
Çıban gibi batar yârin yokluğu
yarı baygın sevdiğini sayıklar,
üzgün bakışlı dilber.
Dili bilmez şikâyet
Bilir, vuslat mahşerdedir nihayet.
Cefakar bir dilberi okudum dizelerden, yüreğinize sağlık. Saygılar sunarım.