bırakın
Bırakın!
Yüzümü döneyim güneşe, ateşe. Dolaşayım bilmediğim kentleri, Kaybolayım sokaklarında. Altın saçlı, yanık tenli, Yanağı gamzeli. Yürek ağrısı çekeyim. Ama mahkumluk devam ediyor. Bırakın! Yalın ayak, çıplak dolaşayım Karanlık gecede. Serin bir şelale dökülürken Sırt ağrıları çekeyim. Çimlerin üstünde, Çatlamış dudaklara Su vereyim. Dökeyim kendimi Yanan tenin serinliğine. Ama mahkumluk devam ediyor. Bırakın! Binlerce insanı davet edeyim. Aynı sofrada oturup, Aynı sevinci paylaşıp, Onlardan önce, Onlarınkinden Daha büyük bir acıyla Öleyim. En güzel düşlerimizle Dünyayı kuralım. Bilinç zevkinden Çıldırıncaya kadar Tartışalım bilimi. 30.09.2007 Kazım DEMİR |
bırakın
Bırakın!
Yüzümü döneyim güneşe, ateşe.
Dolaşayım bilmediğim kentleri,
Kaybolayım sokaklarında.
Altın saçlı, yanık tenli,
Yanağı gamzeli.
Yürek ağrısı çekeyim.
Ama mahkumluk devam ediyor.
Bırakın!
Yalın ayak, çıplak dolaşayım
Karanlık gecede.
Serin bir şelale dökülürken
Sırt ağrıları çekeyim.
Çimlerin üstünde,
Çatlamış dudaklara
Su vereyim.
Dökeyim kendimi
Yanan tenin serinliğine.
Ama mahkumluk devam ediyor.
Bırakın!
Binlerce insanı davet edeyim.
Aynı sofrada oturup,
Aynı sevinci paylaşıp,
Onlardan önce,
Onlarınkinden
Daha büyük bir acıyla
Öleyim.
En güzel düşlerimizle
Dünyayı kuralım.
Bilinç zevkinden
Çıldırıncaya kadar
Tartışalım bilimi.
30.09.2007 Kazım DEMİR