MENFAATTEN ÖNCEYDİ DOSTLUKLAR
Bir hasreti bilirdim
Bir de senle dolaştığımız düşlerin Ağustos sıcağında kavrulduğu kaldırımları. Terler akardı alnımızdan Beyaz mendille siler, katlar geri Cebimize koyardık. Bir geceyi özlerdim Bir de senle oturup dağ yamaçlarına İzlerken vatanın bir parçasını Yaktığımız sigaraların dumanını. Dalıp dalıp giderken dalgın gözlerimiz. Bir güneş görmüştüm Dağların siyah tülünü açıp yükselen Allı turnaların eşliğinde Bize umut getiren. Bir yağmur düşerdi Yanıp sönmek bilmeyen yüreklerimize Ki o zamanlar yeşerirdi Elaya çalan gözlerimizdeki ağaçlar Meyveye dururdu. Ah ederdin o vakit Ağaçların kuşlarıyla çocuklarına Sevdadan bir iz taşımazlar diye. Gizlice ağlardın. Ağlamalar olurdu sol göğsümüzde taşıdığımız Sevgilinin yanık mektubu gibi çıkarıp kokladığımız O anlarda memleket tüterdi buram buram Kanardı yaramız. Yaralarımız vardı kimsenin görmediği Ve bilmedikleri zamanlarda yakardı canımızı Onlar uykudayken neşter vurulmuşçasına kanardı. Kanardı, kanardı da dostum Bir gülüşe aldanırdı. Aldatan bizden değildi ama Aldanmayı da bizden sayardık. Sayardık be dostum Sayılı gün çabuk geçerdi. Oysa şimdi ne günler geçmek biliyor Ne de bilmediğiniz yara durmak. Kaldırımlar senden bir iz taşımıyor Ne de bu dudaklar andıkça artık kanıyor. Bir hasreti bilirdim Ucunda kavuşmanın olduğu Kavşaklar gerilirdi karşımızda O zamanlar dostluklar menfaatten önceydi. M.S./2009 KAHRAMANMARAŞ |