NE SEVDALAR GÖRDÜM ALÇAKÇANe insanlıklar taşıdım ben bu cılız sırtımda Ruhum nasır tuttu acıya acıya Yüreğimse bıkmamıştı bu durumdan daha Bir boğuşmadığım kalmıştı haksızlık yapanlarla Sanmayın ki bu bir mübalağa; Sol yanağımı tokatladı bir adam haksızca ! Sağ yanağımı da uzattım kızıp kızıp ben ona mahsusça “ Aptal ! ” deyip son bir hızla, Salladı yumruğunu o sağ yanağıma da !... Ayıptır söylemesi ama, İyilik yaptığım bir adamın hediyesiydi bu yumruk bana ! Meğer böylesi de yazarmış hayatın kitabında !... Ne kalleşlikler gördüm ben hayat da ! Hayatı öğretiyordum bildiğim kadarıyla; Yeni yetme toy bir delikanlıya, Güzeli,çirkini,mutluluğu,mutsuzluğu ve umudu Kendimi gösterdim emsalen mağlup biri olarak da... Canlı bir emsal görünce nutku tutuldu Beni gönülden dinleyip saygıya durdu Anlaşılan çok söylemişim ben “Akıllı ol !” diye ona Düşmanıma sırlarımı hediye edip ortadan toz oldu Yani ilk iş olarak beni arkadan vurmak oldu !..... Ne kötülükler gördüm ben “iyilik” adına Bir gün otobüs de yer verdim çocuklu bir kadına Çünkü hiç kimse yer vermiyordu O’na Kalp hastasıydım, inleyip durdum sonradan ayak da Kimseler yer vermedi tabi ki bana da Ve yerimi geri iade etmedi o kadında Yığılıp kaldım otobüsün koridoruna !... Ben de biliyordum aslında; Biliyordum,görmemeyi,duymamayı,bilmemeyi, “Üç maymun gibi” hatta, Ama bilemezdim ki bir “İyiliğin” asla ! “Eli kanlı bir kötülük”olabileceğini sonun da Öyle yazmıyordu okuduğum hayatın kitabında !... Ne şanslı insanlar gördüm kaybetmediler bir kez bile İntihara girişmişti beş kattan şanslı bir adam Düşmüş şanssız diğer bir adamın üzerine Yürüyen can vermiş aniden yerde, Düşense hala dimdik duruyordu iki ayağı üzerinde !... İnsanlar doğarken şanslı doğmalıymış ille de Çünkü o çeşit bir şans satılmaz ki hiç bir yerde Ancak Tanrı bağışlarmış o’nu bir beşere Hem boşuna dememiş elbette; “Derya kadar malım olacağına, Damla kadar şansım olsaydı yeter” Diye. Yıllar…Nice yıllar önce Merhum “Rıza Tevfik” gibi bir koca bilge !... Ne sevdalar gördüm ben alçakça ! Sevda,başka sevdayı katlediyordu saklı bir oda da Çirkin mi, hayli çirkin bir kandırmaca sonunda Birbirlerini seven iki insan gibi görünüyorlardı çılgınca Kız tekstil işçisi Oğlan aynı fabrikanın gece bekçisi… Yakalıyor patron’nun genç oğluna kız ama Alıyor bir iblis gibi onu kafaya !.. Kız bir içim su ya ! Budur “AŞK” diyor, işte bu, anla ? Bu...Yani PARA..!!!??... Boşuna asgari ücret de “Mutluluk” arama ? Ve giriyor kızın körpe tenli kanına Hayal gibi bir villada !... Oğlan’sa beyninde bir sürü katil dev karıncalarla !... Dayanıyor o lüks villanın kapısına... Yıldızlar tükürük salgılarken tüm dünyanın suratına Gecenin bu en sinsi zamanında Fırlayıveriyordu kentin bir damarı ölüm uykusundan ayağa ! ÜÇ EL ATEŞ ediliyordu arkası arkasına DAN !...DAN !...Tekrar son bir Dan !!!... Ve yeni bir “HEP YEK” daha atılıyordu bir aşk da O üç DAN’ın sonrasında Genç bir hayat çıkarılmış oluyordu mutluluk sırasından Onun yerine yeni bir hayat filizleniyordu varoşların ortasından Onun da kaderi hazırlanıyordu sil baştan !!!!... İ.Hakkı Gürcanok AĞVA |
hayatın içinde yaşanmış olaylar..
ve asıl önemlisi iyili,k yapmak
olsun arkadan vurulsanda sen yap iyiliği o seni hemen bulur karşına çıkar..
tebrikler..sevgilerimle...