D İ R İ L İ Ş......( BÖLÜM BİR ) O…. Gidiyordu !... El sallıyordum aşağıdan ona Yüzü gergindi Öylesi berrak bir yüzün hatlarına Bulanık bir gölge musallat olmuştu dalga dalga Penceresi önündeydi otobüsün Bakmıyordu hiç etrafa !... ===== Ruhu derin bir düşüncenin sarmalındaydı Başını otobüsün camına yaslamıştı Kımıldamadan duruyordu bakışları da Çıkmak bilmiyordu bir türlü inatla Hüzün yüzünün kapısından dışarıya Ve gözleriyle birlikte Jöleli saçları da, Islak ıslak bakıyordu ön camdan anlamsız bir boşluğa... ===== O da, ben de buruktum Ama sanki ben onun da Kendimin de sanki bir hüzün deposuydum Uğurlarken onu ben aşağıda Yağmur gibi ölümüne duygu yağıyordum ! O nun o mağrur güzelliğinin çok aşağısında ufalıyordum !... ===== Bazen kendim suçlu oluyordum Ama ona hiç toz kondurmuyordum Daha da güzel görünüyordu bugün üstelik o bana Ne aksilik tam da şu an ki gibi Sancı dolu ayrılık dünyamın zamanı yaklaştıkça Sanki kader benden intikam alırcasına, Üstelik o her zamankinden, Çok daha güzel görünüyordu her şeyin inadına !... ===== Dargınlıktan da öte, Bir boşluk arıyordu nefret sızıntıları Girmek için bir yürekten diğer yüreğe Bir kaç dakikalık zaman kalmıştı onun gitmesine Her şeyimin yarısı Gidecekti kendisiyle birlikte Veda edecektim iki hayati şeye; Biri canımdan can parçası gibi kopan bir güzelliğe Ve biri de, O varken her fırsatta gülen şu yüzüme.... ===== Bir terk edilen oluyordum başkaları gibi artık ben de Bitmek üzere olan bu veda töreni neticesin de Kim haklı, kim haksız, Çözümlenememişken aramızda daha hem de Kar edenimiz yoktu işin en garibi de Dahası iflas etmek üzereydi az sonra İkimizin haklı olan tepkisi de…. ===== Oysa tüm sorunları çözebileceğimizi sanmıştık Geçen zaman harcanan en hayati umut olmuştu Ve o günlerde ki zaman bize tek tanık Anlayışları biraz daha zorlayarak eğer ek bir zaman kazansaydık Ama ne çare ki kazanamadık Lakin duygu ile mantık, Bugün için barışsız bir meydan savaşında artık... ===== Otobüs kalkıyordu nihayet Bölük pörçük bir hal de bırakıp beni otogar da Gariptir ya? İnanmıyordum onun dönmeyeceğine ilelebet El salladım arkasından bir hüzün kasırgası halinde Ben ona uzun bir müddet Öyle bir ayrılık ki, acısı asla dinmeyecek bir illet ! Ne yazık ki bir gün elbet, Bir enkaza çevirecekti beni dermansız gibi görünen bu dert !... ===== Fark etmeden sürükleniyordum otobüsün gittiği tarafa Sürükleniyordum irademin son sınırlarını da aşa aşa Ne var ki yüreğim zaten olmuş bozuk bir pusula Sürükleniyordum otobüsün gittiği tarafa Nihayet durumun şimdilik tam dört parça; O bir tarafa, ben başka bir tarafa Aklım bir tarafa, iradem bir tarafa Yalnızlığım ise acımın en son amortisi bana….. ( İKİNCİ VE SON BÖLÜM ) Umudumu korumakla meşguldüm bir yandan da Son ihtimallere sığınıyordum bu çaresizlik ağında Bakarsın pişman olabilirdi, Ve inebilirdi otobüsten bir yolun umut sapağında Gözden geçirip her şeyi belki de ultra bir hızla Gitmekten vazgeçebilirdi O ani bir kararla… +++++ Ama hala soluyordu; Doğrusunu söylemem gerekirse, İçimde soluyup duran o şey son umudumdu. Çünkü içim sancılı keşkelerle lebalep doluydu Bırakmıyordu gideyim beni bir türlü, Cehennem otogarın da ki ayrılıklara has bu duygu ordusu !... +++++ Dört bir yanımda ki manzara hınca hınç hüzünler yığınıydı Haraç mezat bir ayrılık arenasıydı sanki bu otogarın tam da burası Her şeyin rol gereği olmasını diledim o an da Ve tabi ki de burasının da ayrılık provası sahnesi olmasını Ben bir terk edilendim yani bu filimin baş ası İhtimal "Kötü adam" rolüydü bana biçilen rol kısmı Yani sevilenin baş belası ! Acı ama, bana göre budur şu an ki gerçeğin provası… +++++ Hep “İyi kız” olurdu o ise karşım da Tarafımdan deli gibi sevilen bir kişi rolün de Bitmek üzereydi hani neredeyse Artık bizim yaşanan bu film de Ve zaten sanki bu sahne de son sahne Dahası bire bir mendil ıslatan bir filim kalitesin de… +++++ Tıpkı o tür filmler gibi olmuştu bizim final de Sacede filmler de bilirdik öylesi sahneleri güya bizler Oysa yaşıyordum aynısını şimdi; Lakin şimdi ki yaşadığım şeyler, Yine hep onun gibi aynı yaşanmış sahneler… +++++ Baka kaldım melül mahzun ben öylece Giden otobüsün arkasından derin bir hüznün sarmalı içinde O gitti ama, bir de fark ettim ki gayri ihtiyari Ellerim hala onu uğurluyordu sallanarak havada !... Ben değildim o yaşanan sahnedeki adeta ben değildim işte Çekiyordu bir bilinmeyene başka bir ben beni kendi içine Biri bağırdı umutlarım sıfır noktadayken arkamdan Bir taksi şoförüymüş meğer o bağıran Çılgın bir öfke seli içinde avaz avaz hiç durmadan “Çekil , çekil be kardeşim !” diyordu bana “Çekil” yoldan !... +++++ Çok zor bulmuştum kendimi çaresizce araya araya Bulmuştum kendimi karşı kaldırımın soğuk taşların da Fırlayıvermişim bir iç güdüyle asfalt yoldan karşı kaldırıma Çünkü aklım giden otobüsün o şahane yolcusunda Hangi yöne baksam hep o vardı karşımda ! Ve hangi yöne gidecek olsam yine hep, Üstelik de o her yolun tam ortasında !... +++++ Dünya öylesine küçülmüştü ki artık bana Un ufak olmuştum böylesi bir firar pazarında Küçük bir oyuncak gibi olmak isterdim hani mümkün olsa Alı verirdim avuçlarımın içine alıp ben beni Fırlatıverirdim hışım gibi, Hızla geçip giden bir otobüsün altına sererdim kendimi ! Ve bitirirdim, Bitirirdim nihayet ben bu dramatik aşk filmini... +++++ Bir ses gelmişti arka taraftan kulaklarıma Üstelik en beklenmedik bir an da Dedim galiba burası öbür dünya ?! Bağırıyordu o ses arkamdan, avaz dolusu bağrtıyordu bana ! Üstelik tam da tam yüreğimin ebedi devrilmesine ramak kala Çın çın çınlamıştı o ses iç dünyamı patlatırcasına !... +++++ Bu o’nun buğulu sesinin Kulaklarıma bulaşıp ve hala orada duran tadıydı ! Tüm otogarın spot ışıkları binlercesi volt birden artmıştı Beklenmediği halde umutsuzluğum donup kaldı Oysa içimdeki gelgitlerin henüz başlamıştı ölüm raundu Otogarın spot ışıkları şimşek gibi hala çakıp çakıp duruyordu Yaşamakla ölüm arası ruhsal sıkışıklığıma fırlayan bu ses doğrusu Bana yeniden nefes bahşettiğinden kalp masajı gibi olmuştu !... +++++ O denli bir çaresizlik içindenden kurtulurken son durumum Ölüme nihai kaşığını sallamışken şu sızlayan ruhum, Yeni bir mucizeyle, yeni bir heyecanın doruğunda kıvranır olmuştu Lakin ölümüme ramak kala Ve arkamdan bağıra bağıra, Beni terk etmekten vazgeçip geri dönmüştü artık o bana !.... ===== ========= ================== İ.HAKKI GÜRCANOK İST. / Sirkeci /Gar Cafe |
El sallıyordum aşağıdan ben ona
Yüzü hayli gergindi
Sanki bulanık bir sudan dalga dalga
Bir bozuk gölge yansıyordu o yüz hatlarına
Penceresindeydi otobüsün
Bakmıyordu hiç bana !...
Sayın ONATÇA,BU NASIL BİR ESERDİ NEFESSİZ OKUNAN....
KUTLARIM YÜREKTEN,FİNAL MUHTEŞEM...SAYGILAR