ağı koptukça yenisini örüyor örümcek duvarı yıkıldıkça yenisini yapıyor aşk keşke terk ettikçe gelsen işte o zaman yenilenir bu kalp
bir oda iki sigara üç yüz ve dört duvar zihnimde kalmış ayak izlerin siliniyor duvarlardan biri yıkılana kadar
yanılsama bir beden içinde ruhum gölgeler şehrinde nü resimlere bakar sufice bir söylem ahenginde dolanır büyür büyütür durmadan küçülünceye kadar
her şeyin teksesli olduğu zamanları hatırla öznesiz kalmışken her cümle bir atımlık düş kurar sevda sırrı kanatlarına kazınmış meleklerin yazılmamış yazgısında uyurken zaman
bir yanı sessizlik bir yanı yalnızlık ahir ömrün paylaşmıyor geceyi hiç kimseyle bundan öte yol giderim diyen yalan söyler doğrusu duvar diplerinde sus menzili kadar
ara mesafedeki uzaklıktan dönerken yakınlık çıkmazında camdan kalp kırılıyor iki nokta arasında “yeter” çığlığıyla yedi kat arş-ı aşk’a pişmanlık koşuyor oysa içimde yedi uyuyanlar durup durup seni seyrediyor
yüzünün solduğu acıya boyadığım bu duvarlar kuytulukta kalmış intiharımı ağırlıyor hangisine yaslandıysam ağırlığımca önceki hafızamdan üzerime üzerime sesin geliyor
şimdi bu kentin en geç saatinde unutmakla kovalamaca oynayan ...düşlerim birer birer gerçekleşirken aramızdaki duvara fotoğrafını asacak vardiyanı doldurana kadar…
alicengizoyunu (…aşk’ın bir duvarı vardır…çok doğru…yanlış olan ikimizin arasında olması…)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
gece vardiyası II/ duvarlar... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
gece vardiyası II/ duvarlar... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yalnızlığın hırçın nağmeleri dolanırken boş odamda adını ezberliyorum hiç unutmadan ki geceye asılan yıldızlar kadar uzak gölgen ruhumu yakıyor gözyaşlarımın ağırlığında
bunu çok yaptım aşkı duvara asıp karşısında çok çürüdüm..sonra bildim ki en aşılmaz duvar en penceresiz duvar kendi duvarımmış..ve özür diledim acıdan..canımı yaktığı için..
şimdi bu kentin en geç saatinde unutmakla kovalamaca oynayan düşlerim birer birer gerçekleşirken aramızdaki duvara fotoğrafını asacak vardiyanı doldurana kadar…
yalnızlığın hırçın nağmeleri dolanırken boş odamda
adını ezberliyorum hiç unutmadan
ki
geceye asılan yıldızlar kadar uzak gölgen
ruhumu yakıyor gözyaşlarımın ağırlığında
Sevgimle...