4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1824
Okunma
_ Hani daha iblisi ağlatacaktık.
Peçesini araladı bak gülüyor artık_
Bir ayraçtı geride bıraktığın intihar.
Katıksız, acı bir tat yürekte kalan
Yine beyaza inat
En karayı çektin üstüne…
Vahşi kadar ümitli olamadın.
Çarmıha gererek hayatı
Ölümü döndürdün kendine.
“Toprak” dedim.
“Artık geç ” dedin.
“Beden” dedim.
“Savur” dedin.
Küllerini savurmak ve en ağırından yaşamak düştü payıma.
İğreti durdu yakama iliştirdiğin hayat
Ölümün kanadına takılı kaldı düşler.
Düşler ki matem giymiş
Ah yokluğun zirvesinde sam yeline tutulan
Ve tutunamayan
_nasıl da kışkırttı
ne de çabuk kandın iblise_
Bilirim hiçbir dem barınmadı sinende bahar
Lakin bu kadar çaresiz olmamalıydın âdemoğlu…
Bak!
Sura üflenmeden düştü ayrılık
Ve bir kıymık gibi saplandı çıkmamacasına…
Hafızadan düşmeyen
Ve her dokunduğunda kanayan
Bir kaç kıraatsiz, yaralı kelam çivili kaldı.
Faniler anlamaz oldu nicedir halimden
Mühürledim dudakları
Bir ağıt düşürmedim geceye…
İsyan havaya, suya, toprağa düştü
Lakin sönmedi.
_bak ben de güldürüyorum iblisi artık_
Ölümün arifesindeyim şimdi en az senin kadar.
Yüzüm ölüme dönük.
Ya benim küllerim
Kim savuracak?
5.0
100% (2)