Ve Sarı Duvaklarına Kara Benekler Kondu
Düşman dizinin dibinde;
Beline dolandı yabanıl otlar. Sırtında zulmeden kanlı eller, Sen çaresiz, sen kimsesiz! Kırıldı elin-kolun, öksüz çocuklar gibi Açıldı göğsünde yaralar, Gül dudaklarında çatlaklar... Boyun eğdin bahtına; Ağladın, inledin, sığındın ilk rıhtıma. Yeniden çizildi kaderin; Bahara dönükken mermere döndü yüzün. Buğday, mısır, patates beklerken ambarın Hormon biçti tırpanın. Gözünde yaş, sızlandın bakmadı kimse yüzüne Yürekler taş kesti, zincire vuruldu sözler. Kulağın duysa da dilin lal oldu; Gecen, gündüzün zindana döndü. Göğsünde alev, hücrelerin kül oldu Ve sarı duvaklarına kara benekler kondu! Elinde bayrak, şehitler duldasız kaldı, Verile verile ülkemde toprak azaldı, Tarlada başağa kara çalı dolandı Ata’nın yadigarı bu topraklar melez doğurdu. Korkuyorum Ata’m, Karada toprağımız, denizde suyumuz Havada yolumuz kalmayacak; Böyle giderse, tek renk ağlayacak çiçekler Ve kendi yuvasında ölecek böcekler... Ama sen ölmeyeceksin Ata’m Ölmeyecek Türkiye Cumhuriyeti asla Ve kara çarşafla gölgelenmeyecek bu mavi gök... Rukiye Çelik 18 Ağustos 2009 |