ÇAĞLAR MİHMANI YUNUSBir Türkmen heybesine Elif koydu Alıc’ı Biliyordu Elifcik Yunus değil kalıcı Ol vakit kağnısıyla düşünce yola Yunus Eller havaya kalktı kıpırdadı dudaklar "Uğurlar ola Yunus, uğurlar ola Yunus Güvenmişiz.. bu işi haklarsa Yunus haklar!" O sene köylerinde yaman kış-kıtlık vardı Besbelli dertli dolap bunun için inlermiş Kaç zamandır Yunus da için için yanardı "Benim inançsızlığım, benim sebebim bu iş Nideyim, Hacı Bektaş Dergâhı’ndan nimeti Aparırım, dönerim!" diye kağnıya bindi Daha Battal Gazi’de, duadayken sûreti Bektaşi Dergâhı’na vâsıl oldu, gezindi Yunus adın duymuştur Hacı Bektaş Veli’nin Hoşluğun bilmemiştir Nefesinin yelinin Bir Akpınar’ı var ki ucu Horasan’dadır Suladığı topraklar her kim gele, doyurur Bolluğu-bereketi biline her yandadır Erenler Şavkı bütün Rum Diyarı’na vurur Sulucakarahöyük son durağı Yunus’un Köylüsü aç, himmeti neylesin, buğday gerek Vakti var, yanmamıştır Hakk Çerağı Yunus’un Buğday aldı, nefesi ve hikmeti teperek Mal mı yamandı, aşk mı.. Çiğ Yunus nerden bile Başı döne, midesi bulana ki Kurt kusa Himmete dönüş böyle.. Sarı Öküz’ü ile Dertleşe ki içinde yok ola gide, husa.. Bilmedi netti Yunus Meğer himmet ne şeymiş Netti neyledi Yunus Keşke kabul edeymiş Onun için kilidi Taptuk Emre’sindedir Çiğdir ya, tam yedi yıl bu dergâhta bişecek Elif de, Gülmisal de gayrı ötesindedir Dönüp, dönüp vuslatı çerağına düşecek Bir yerde iki Aslan Barınmaz ey dervişim Düş yola bul âsamız Sana izin vermişim Horozlu Han’da Emre lâkabını aldı ki Mevlâna’ya bir Emre Yunus kutlu mihmandır Sultanlar sultanına kaç menzilcik kaldı ki Ötesi, berisi de aradaki bu handır Mevlâna Semaası kanılacak tat da ya Niye Yunus kanmaz ki, niye kanıcı değil O ki sırların sırrı, özü on kanatta ya Uçacaktır Kâbe’ye, çölde yanıcı değil Bu kere Ahi Yahşi mihmanıdır Antep’de Sorarlar: "Ey avâre nedir işin esası?" -Maksadım köyümdeki Elif kızdadır hep de Aradığım Şeyh’imin, Taptuğ’umun âsası.. Dolaşması bundandı, Diyar-ı Muhammedî Gönlüne, tek, Şeyh’inin izni düşünceye dek An geldi, kulak verdi, sükût etti, dinledi Taptuğ’u erenlere dedi: "Yunus dönecek!" Döndü Yunus.. kapalı kutu idi açıldı İzin Bektaş Hünkâr’dan, kabul Taptuk Emre’den Şeyh’ler Yunus’u, Yunus her sohbeti hoş kıldı Onların gönlünü de bir Allah’tır hoş eden Bizim Yunus’a izin: "Dervişim bir Dergâh kur Dergâhının ününü Rum Diyarı duymalı Bir dergâh ki ne güzel.. Allah adı okunur Bahçesi Yediveren Gülleri’yle dolmalı" Ol vakit Derviş Yunus sekiz-on Mürid’le bir Dönüp geldi köyüne, hele ki Elif Kız’a Bu hasret ne hasrettir, kaç zamanlık hasrettir Sarıldılar: "Ey Yunus! Hoşgeldin aramıza..!" Koca Derviş Yunus’un bu gelişi hoş idi Kutlu bir dergâh kurdu, hep yanacak çerağı Ünü pek çok yayıldı, pek çok arttı müridi Gayrı çağlar içinde her çağ Yunus’un Çağı.. |
en güzel çağ da onun çağı
ki ehl-i gönül, insan-ı kâmil olmaklığa yoldur Yunus kendimce...
Tebrik ederim yazan gönlü,
böyle eserlerin de güne düşüyor olması ayrı bir güzellik, bu sayede değerli kalemleri tanıma fırsatı buluyoruz...
....susmasın bu diller, saygımla....