beyaz kağıt
yanan mumun ışıgında yansıyan gözlerin
öylece sessiz ve ürkek bakıyor. camlar bir birine bakıyor serencam oluyor, gözlerinde. dag yalnızlığı hasretlere egiliyor bedenim. sen bir ürkek ceylan, ben sana tutkulu yabani sarmaşık sarmal oluyoruz derinliginde eflatun gecelerin. san ulaşmak icin kırk fırın yemeliymişim. vurmalıymışım kendimi yollara. asmalıymışım benliğimi askıya. ufaltmalıymışım düşüncelerimi zamanın değirmeninde. toz duman bu feryat figan yakarış. asılsam sesim cıkmaz, gözlerim aglamaz, ellerim tutmaz, dizlerse bi mecal. bizde bir mecaliz artık, seni konuşmaktan dilim yaralar bagladı. şimdi seni, sana anlatmak gereksiz. aynada yansıyan sülietin sesim oluyor sana. ılık rüzgar misali gazeli soran bahar gibisin. sebebini buhranlara teslim etsemde hicransınhep yüregimde. sallanan son mendil dökülen ilk gözyaşı sana. yazılmamış şiirden yarım kalan, bittiğinde sana postalancak bir zarfım. noktaları virgülleri konulmadı. uygun yerlere sen koy ya da sil gitsin. sen kendi cümlelerinle gel bana. bir beyaz kagıt üzerinde.. selçuk bozdağ/nisan 2009 |