NAZIMİ UYANIŞ
Bir gecede oldu her şey
Hava soğuk, Atlar biraz tedirgin, Moskova semaları karanlıktı İlkin bir ışık süzmesi vurdu mermere Sonra da bir ses karanlığın içinden… Toprak havaya kalktı aniden Sanki yer küre yerinden oynadı, Dayanamadı Nazım daha En sonunda mavi gözlü dev uyandı, yattığı yerden kalktı. Belli, belli Toprağın altında geçen yıllar, Değiştirememiş hiçbir şeyini Sinirliydi, Elleri titrek Aklında ne ölçü vardı, Ne de hikmet… Bilahare, bir adımda Ankara Kalemini çıkardı kâğıdıyla Kızıl Ay, sanki Kızıl Meydan’dı. Dayanamamıştı üstat, Sonunda seslendi yeniden, Edirne’den Ardahan’a. “Vatan, Mersin’de matruşkayla sevişip, Radyasyonla sarhoş olmaksa Vatan, Siyanürle yaşamaksa, Ölmekse bu zenginlikte, AÇLIKTAN El topuyla sürdürülüp giden kardeş kavgasıysa, Ölmekse emparyal uğruna vatan Vatan, Emekli kuyruğunda bayılmaksa Öldürülmekse 1 lira uğruna, sokak başında Gece karanlığında yürüyememekse Vatan, Tecavüzse, sübyancılıksa, Kanunsuzluk, ahlaksızlık, hırsızlıksa Vatan, Töre denilen saçmalığa göre Hak iddia edebilmekse canda Mor göz, mor gövdeyse vatan Vatan, Manisa’da Kaz Dağları’nda doğa katliamıysa Sadistçe, kaplumbağa atmaksa havaya Ona buna el açıp, Medet ummaksa Vatan, Unutmaksa tarihi ve eserlerini Örtünüp, sansürlenmekse Vatan, vatan dediğin Bağımsız değilse artık Yazın iki üç Amerikan dolarıyla daha Nazım Hikmet, Vatan hainliğine devam ediyor hala!” Var olsun, Nazımi uyanış yeniden! |