AİLE
Bir baba düşünün ki;
Ananızı her daim yıpratsın, Başı baştan, canı candan, Kardeşi kardeşten ayırsın Kardeş kavgası çıkarsın, Kimi zaman el topuyla Kimi zaman da kendi topuyla Sürdürsün bu nafile uğraşı Bir ana düşünün ki; Suratı yılların verdiği yükle kırışmış, Baba demeye bin şahit, kendini yıpratmış Hem babaya karşı, isyankâr Hem de onunla, ama gözleri yaşlı Yüreği buruk ve vicdanı az da olsa paslı Kalbi teklese de atar, Gözü morarsa da yaşar Fakat yoktur ona maalasef, Kocaman bir mor çatı Toprak gibi kokar hep Can gibi canandır, Çocuklarına toprak gibi cömert Hepsine toprak kadar yakın Ana yüreği bu işte Hiç canı candan ayırır mı? Bir sofra düşünün ki; Edirne’den Ardahan’a Ya da bir uçtan bir uca, Kimi sabah, kimi öğlen Kimi ikindi vakti, kimi de akşam Çocuklar ki orda her zaman Menü zengin ve farklı, Başka bi yerde bulamaz kimse bu tadı Piliç de var, kuzu çevirme de Tantunisinden tut, kokoreç’ine Baklava, kadayıf, şöbiyet Ulan var oğlu var işte! Ama dedik ya; Bu sofra bi farklı, Pilicin yanında çöp de var, Salatanın yanında bozuk hıyar, kıvırcık da var Bu sofra bir garip,fazlaca adaletsiz Anlaşılan ailede bir sorun var. Ve de bir dağıtım düşünün ki sofra da, Herkese her şey gelirine göre Mızmızlanan olursa, sonu hep bir oda cezası Veya bir sürgün… Bu aile bir garip, O yüzden her bi halt mevcut içinde, Misal; dünyanın başka neresinde Anasını zehirleyip de para kazanan var! Gerçekler; Adrese postalanmış bir mektup gibi ortada işte, Babanın sözü mazluma sadece, O zaman nedir? Böyle babaya, öyle yola; Yamalanmış iskelelere gerek yoktur, Yeter ki biraz vefalı olsunlar Bu saatten sonra anaya çocuklar da bakar! Sevgilerle, E.V. |