seven NURTECELLİ Ilgın-1995 Sardı altı yönden, çepeçevre Parlak, kar beyazı, ilahi Mini mini nur taneleri Götürdü cümle varı na mekana La zamana Hüznün deli dolusuna İdrâkın müntehâsına Aklın acze düştüğü o yerde Her şey safi nûr Seven nûr, sevilen nûr Sevginin aslı nuûrun ala nûr Yaşayan mıyım, yaşatan mı Orda burda, narda-nurda Belli değil Tam orta yerde mi muttassıl Anlaşılmaz ebediyyen, anlatılmaz Kim suret kim asıl Hay hakk… Yaşamın sabitesi Sonsuzluk kadar çözümsüz Akıla Herşey görece Her şey izâfî Belli değil kim ölü kim diri Diri bilinen Hakk’tan bi haberler mi Öldü bilinenler mi Vasıtasız yüz yıllar ötesinden Çağları kucaklayanlar mı Peygamberler, alimler, şehitler mi Kurulmuş mahkeme-i kübra Ezelde verilmiş hüküm İnfaz yapılıp durmada an be an Diriler şahitler mi Hor görme hiçbir canı Hiçbir zaman Aman Sakın, sakın Farklı farklı her birinin yazgısı Cebri hal denizinde yüzmedeler Cümlesi halinden bi haber Ayaklar köstekli, eller kelepçeli Acz içinde, makam-ı cüzde her biri Aç gönül gözünü gör bak Vahye süt kardeş her tecelli Diz bağları çözülmüş Çökertilmiş dimağları Niçin varsa onunla uğraşta eşya Hara düşmüş can binaları Akıllar sarhoş, gönüller sarhoş Orda-burda, narda-nûrda Emanet kendilerine canları Alınlar her halde secdede Biteviye zikirde dilleri Yürekler havf içinde benizler uçuk Can, bedenlere dizili boncuk boncuk Bütün zamanlar kahhar Yaradanın yedinde Cümle mekanlar teslimiyet halinde Görüleni görüldüğü gibi anlatamam Anlatsam okutamam Kaygılarım İstimdat Ya Resulullah Orda-burda, narda-nûrda Şefaatin olmasa yargılanırım Öyle bire bin vermek adetullah Ben verebildiysem bire bir bari Ohh yeter Dünyadan, ahiretten , sevgiden yana Özrümü kabil etmezse ay yüzlü sevgili Ebediyyen vah bana vahlar bana |
tebrikler...