YAKLAŞIMLAR
yaklaşımlar
[ . ] bir kent diyor şair şiirle düz yazı arasında ben. bunalım yağmurun bedenimde bıraktığı sızı mı? ey! Rosa iki ayrı zamanda olan tek ölüm Melih Cevdet Anday; “bir çift karanfil “ yağmurdu gecenin saat onu çıkıp yürüdüm sudan çıkmış balık gibi. sırılsıklamdım sahil kasabasında değildim dalgalar kıyıları dövmüyordu içimde yağmurun sıcaklığı bedenimde acısı ile romatizma belimin tam orta yerinde bir sızı oysa sanki Datça daydım gece yarısı hafif bir meltem esiyordu mezarından can baba şarap içmeye çağırıyordu. İki ayrı zamanda olan ölüm gibi bir yerde iki ayrı zamandaydım. [ .. ] bir denklemdi çözümü bekleyen ilk insandan günümüze gümüşü altın yapmaya uğraşan simyacıların hayali gibi bir şeydi. bense pusulasını kaybetmiş bir gemiciydim okyanuslar ortasında durmadan dünyayı dolaşan hiçbir limana uğramayan bir gemi Kolomb’un ardından giden istilacılar ne kadar uygardılar ortaçağın karanlığından çıkmadan suların öte yanında katlettiler halkları. çaresizdim bir şey yapamıyordum limanlara uğrayamıyordum her yerde barut ve kan kokusu her yerde ölümün nefesi hayali bir tayfam vardı uzun boylu yanık tenli Atlantisli bir kadın Atlantisli bir kadın düşlerini arayan bir kadın Atlantisli vahşeti kendi gözleriyle gören kulaklarında torunlarının çığlıkları bir sızı ensemden ayaklarıma hızla inen bir sızı eklemlerimde fokurdayan volkan yağmur yağıyordu gecenin saat onbiri sokaklardan gelmişim ıssızlığın ortasından ıslanmışım sudan çıkmış balık gibi sırılsıklam [ … ] kimdim ben kavimler göçünden kalan bir göçer mi? çektiğim her sigara nefesi korsan bayraklarını çekmiş gemiler gibi ciğerlerime saldırıyor kapkara bir yalnızlığın ortasında gökyüzü aydınlık çisil çisil bir yağmur gökler delinmiş toprak suya doymuş her yerde sel baskını gece yarısı sevişmelerinin hazzı tenimde sonsuz yalnızlığında zamanın bir yorgandır örtündüğümüz düşler öyle bir yorgan ki halis Yörük koyunu yününden dağların kokusunu taşır Yörükler göçer gider gider gelir Toroslarda ne güzel anlatır Yaşar Kemal onları ne güzel anlatır Yaşar Kemal Poyraz Musa’nın Yörük beyine sığınışını çektiğim her sigara nefesi ciğerlerime doluyor yağmurun sızısı bedenimde oysa kaybetmişim bir kenti özlemlerden öte [ …. ] bilinmez içimde kopan fırtına geçmişin karalık dehlizleri gibi öfkenin sonsuz bunalımlarında sonsuz buhranlarda karaladığım birkaç dize bir mum ışığı gibi gecemi aydınlatır. beklenen günün sabahı şafak karanlığın aydınlığı birkaç dize bir ucubeydim tarihin dehlizlerinden gelen eski tragedyaları getiren İlyadaydım sanki ve onu tekrar tekrar yazan kör ozan: Homeros cebimde sonuna yaklaşmış bir sigara paketi birkaç kibrit ve meteliksiz halde sığındım buraya Erhan Bener’in Ölü Deniz romanı gibi her şeyden kaçarak sığındım bu sahil köyüne dalgaların sesine günün şafağına martıların çığlıklarına balıkçıların ağlarına üstümde mavi gökyüzü önümde berrak bir deniz oysa uzak mıydım dertlerimden yoksa dertlerim mi benden uzak Coşkun Mutlu / Hüznünşairi |
ŞAHANE DİZENİN OKUDUM ELİNE GÖNLÜNE KELEMİNE SAĞLIK
SENİ KUTLAEIM GÜZEL OLMÜŞ SAĞ OLASIN BANADA YORUM YAZMİŞSİN
TEŞEKÜRLER YALNİZ BEN ASKER DEYİLİM İSMİM ASKER DİR VE (70 ) YAŞİNDAYIM
BUNUDA HATIRLATMAK İSDEDİM KALEMİN DAYIM OLSUN ŞEN VE ESEN KALİN