Tanrıya Esir Dualar ...Şeffaf parmak izleri kapılarda hala, Hayalet misali dolanır anılar ayak ucunda, Saçın tonunda, Küçülen göz retinasında, Derinin en çabuk sarkan rotasında... O kapılar sanki hiç çalınmamış, Etekler uçuşarak, umut içeri salınmamıştır. Zamanın izlerine sarılır mobilyalar, Donukluk silinmez olur aynalardan, Hep bir çizgi, Bir çizgi daha... Ömrün hesaplamasını, Yüzün üzerine yaptıran kehanet, Her gün bir kırışık daha ekler, Renkleri karışmış, Kırışmış, Solmuş tuallere. Sorsa ya biri, Ressamın ruhu nerelerde? Yalnızlığın duru kokusu perdelere sinmiştir artık. Ne vakit cam açılsa, Ahval telaşlarla kovulur mahmurluk. Kulak kapıdadır, Gözler telefonda, Yalnızlığın üst notasında yenilgi ağı, Çoktan mumyalamaya başlamıştır çatlayan inançlarını... Tedavülden duyguların kalkar, Umutların kalkar, Yerinden kalkamazsın. Kapı, telefon çalsa ne yazar, Beli bükülmüştür umudunun, Duymazsın... Bir kaç kişi gelir görmeye, Sorumluluk misyonuyla paralel Bakarkar ki yaşıyorsun, Geldikleri gibi, Giderler... . Sessizlik, bir düş yangınının dışavurumu olur hızla Düşleri toplamak ne mümkün yerlerden Güçlü kentin enkazında Kendine vücut aramakla oyalanırken sen Tedavi edecektir seni, Ruha saydam dokuşlar Ama hep aynı kapıda takılı kalır Tanrıya esir dualar... Elif SEZGİN |
Bir bilerek yapılan la bilmeden yapılanın
bir olmadığı,ALLAH a yapılan nidalar
sizinde gönül telinizden kaleminize
aksettirmişler.tebrikler
selamlar..........