UZAKLARA SÜRGÜNYılı, aya ekle, ayı da güne, Bugün götür beni uzun sürgüne, Eşlik etmesem de gamlı türküne; Söyleyince anlamasam da dilden, Üstüme yok, anlarım ben gönülden. Başkası yok, benim gönülle işim, Yıllar yılı post eskiten dervişim, Anlatamam, ben nasıl da sevmişim! Oturur içime ince bir sızı, Düşer aynalara gönül hırsızı... Gönlüm dinlemiyor artık sözümü, Döner, döner her gün yıkar yüzümü, Şimdi de bağladı iki gözümü; Sanırsın ki, inci-mercan saçılmış, Belli ki, gönlümün gözü açılmış... Gönlümle, gözümün açık arası, Gönlüm zengin, gözüm çöl fukarası, Silinmiyor alnımızın karası! Anlata anlata tükendi ömrüm, Her bir tükenişte, şad olur gönlüm. Ey gönlüm, kaç kişiyiz, seninle biz? Yıllar var ki, birlikte gezemeyiz, Bütün suçlarımız olurken temyiz; Tutukluyum artık, sen de kaldım ben, Bel ki olur, ikimizden bir beden... Ey gözlerim inanma sen yalana, Birlikte uğrarız sonra talana, Ulaşmaz gönlümüz elde kalana; Sür atını uzaklara sürgüne, Ömrümüzü değişirler bir güne... Hayrettin YAZICI |
ıcımı hasret basladı yakmaya
sankı daglarında dogmuscasına
ovalarda surgun yasarım ben
basarlıar dılerım