Kıyamet Özlemi
Olmakla ölmek arasında geçen
ömrümün en yalnız en acımasız en çaresiz köşe başında çözülüverdim. Olamadım, ölemedim. Olurken ölmenin verdiği ızdırap döktü derimi. Oysa ne kadar da tepkisizdi zihnim. Tepkisiz ellerim, salt dengeydi bedenim. Kumdan inşa ettiğim tek kullanımlık telaşsız isteklerim vardı Kazandığımda şımarmayacağım, kaybettiğimde özlemeyeceğim düşlerim. ‘’Sahip olmayı’’ sahiplenmedim hiç. Sencil’de olamadım ya yağmurlar kadar. Olsun. Başımı her çevirişimde ayağıma dolanan vertigoya inat düştüysem de devrilmedim. Tüm feza devrildi zihnimde. Benliğimi boşluğuna peşkeş çektiğim kara deliklere daldım Ağzıma dolan yıldızlar kesdi dilimi Kenarları keskin düşler acıttı beni Düşerken yara aldı yüreğim. Yüreğime güneş bastım, dağladım. Darlanmadım. Şimdi akşam vakti, şimdi kıyam/et vakti. Ölmek için doğmak vakti kızımdan. Ve doğurmak annemi. Nil |