Dolu VurgunuŞiirin hikayesini görmek için tıklayın sabah oğlumu kreşe uğurlarken, üşüyorsan üzerine birşey vereyim dedim, hayır dedi ben kendimi sarıp ısınabilirim, nasıl oluyor o dedim, kollarını dolayıp birbirine, dizlerini hafif kırıp büzüldü ve işte böyle dedi, bütün gün oğlumun bu masum halini düşündüm durdum.
Ne çok sarıp sarmaladım kendimi Üşümemek için yalnızlığımın ayazında Oysa kendini avutmakmış sadece Küçükken kollarımı dolayıp, Kendimi sararak ısınırdım Anladım ki O zamanın ayazı teni üşütmekten ibaretmiş Şimdilerde anlıyorum Üşümek; Piç kalmakmış hasretin eşiğinde Kapı arkasının, rutubetli karanlığında boğulmakmış Kader denen kahpenin koynunda, Ruhsuz sevişme dramını sahnelemekmiş! Üşümek; Dizlerimde ki kabuk bağlayamadan Yeniden kanayan yaralar, Acıya aşina gecelerde Akan damla damla kan, Sıtma nöbetlerinde geçen bir ömürmüş Şimdilerde filize durmuşken dallarım Yine dolu vurgunu herbir yanım! Artık sarsam da kendimi sıkı sıkı Üşür canımın orta yeri! g.sarıoğlu |
Yine dolu vurgunu herbir yanım!
Artık sarsam da kendimi sıkı sıkı
Üşür canımın orta yeri!
Çok etkilendim bu güzel şiirinizden.
Duygular çok güzel ifade edilmiş.
Sizi ve bu güzel şiirinizi kutluyorum.
selam sevgiler.