Duâgû
Bütün yangınlarda acı
Ve her doğumda sancı Soyunuk bir âvâzla bağırır ağız Fırtına sonrası manzara; akıl başa Sorgular yürek, aşka inancı Her vakit aralığında İsimsiz kahramanlar doğar, ölür İşi yemek içmek olanlar göremez, kördür Bir hak aşığını tasavvur edin ki; her haksızlığa Kılıç çeker, savaşır, ölür dirilir yine ölür Onu, vakti geldiğinde görecek olan Yüce Yaratan (Allah c.c.) görür İçilecek su, toprağı yalayıp gelmeli İçinde ezelin hatırası, ebedin hikayeleri Ve sürüklenip geçtiği yollarda Buram buram kokan güller Çiçek açan yamaçlar Meyve veren ağaçlar Başında ya Erciyes Kaçkar yada Ağrı Ulu dağlar gibi Taçlar olmalı Beyitler dizelim, hadi şimdi; Yangınları söndürdüğümüze El ele tutuştuğumuza, yılmadığımıza İsyan edip umutsuzluğa düşmediğimize Elemde, kederde, acıda, tatlıda biz bize Bütün bozgunlarda, göz göze, diz dize Velev ki, Rabbi Teala diyecek; “Yiyin için fakat israf etmeyin..” Maşallah, ne mutlu size Azizim., Rahmete müstahaksak eğer Arkamızda “Rabbi yesir’e” namzet Huda’ya ellerini açmış, duâgû Muhtaçlar olmalı... (değil mi?) Mehmet Sani Özel 09.06.2009 |