ARAYIP BULUR MUSUN?
Sensiz kuru çöldeyim son mektubun elimde;
Sana diyorum sana yağmurum olur musun? Makamı senli-benli bir şarkı var dilimde; Sözlerinde kaybolsam arayıp bulur musun? Özledin mi diyorum dil ucunda yalanlar; Hep seni hatırlatır senden bana kalanlar; Geçiştirir gibisin ne o falan filanlar; İzlerinde kaybolsam arayıp bulur musun? Hergün üçbeş kadehin girer miydim kanına; Yağan gönül yağmurum canlar versin canına; Kalır sanma ettiğin kalır sanma yanına; Dizlerinde kaybolsam arayıp bulur musun? Ateş oldum içimde saklı kaldı yananlar; Halimi hiç bilmiyor beni mutlu sananlar; Nasıl mutlu bir bilsen bir buseye kananlar; Közlerinde kaybolsam arayıp bulur musun? Verdiğin gönül süren ne zaman bitti yârim; Keyfe – keder gülmeye kaç bahar yetti yârim; Sorma hayırsız çıktı bırakıp gitti yârim; Gizlerinde kaybolsam arayıp bulur musun? “Gözlerinde başladı bu aşkın hikâyesi Yüreğimde son bulsun yaban aşkın gayesi!..” Ali ALTINLI – 07/06/2009 Saat: 19:56 |
Ama şimdi yazabilirim, zira bir minik aksaklık var. (Oh yahu! İlk kez bir Ali Altınlı şiirini eleştireceğim)
''Verdiğin gönül süren ne zaman bitti yârim;
Keyfe – keder gülmeye kaç bahar yetti yârim;
Sorma hayırsız çıktı bırakıp gitti yârim;
Gizlerinde kaybolsam arayıp bulur musun?''
Burada yâr ile konuşulurken aniden atlanıp '' Sorma hayırsız çıktı bırakıp gitti yârim'' diyerek şiirde hiç olmayan bir meçhul kişi muhatap alınmış. Ve bu şiirin genel kurgusuna uymamış.
Saygılarımla.