(4) SEVDA DİZELERİ
Aşk denmiş
kısa formüle. Üç Harf, o bile anlamsız. Anlamı olurdu "Kedi" olsa mesela, yumru-yumru, Yumurcak, cıvıl-cıvıl Kanarya, sessiz Elma Kurdu, minik Pire, Bit bilem. "Bir Çisem Su" gibi düşem yem-yeşiline. Umut olam, kokam burcu-burcu. Emem seni, sinem sana, feth’edem Kalbini, "güm-güm" Şakaklarında. Erem, Ten Gözeneklerine. Çıkam, Ter. Aşık Yürek Dinamo olur gayri, bilmem- Kaç-Beygir. Akciğer Kompresör, soluksuz Hava basar. Gözbebeklerinde Şimşek, Kafanda Yağmursuz Bulutlar, Gök Gümbürtüsü. Döner Başın bir-hoş, Alkolsüz Sarhoş. İnci gibi dökülür Mutluluk Dudaklarından, sımsıkı Kelimelerle. Gırtlak kuru, Göz sisli, "Uf’lar" Lokamatıv gibi, Ağız. Kaynayan Kan coşar, koşar için-için, karanlıkta kaybolmamak için, fokurdar Lav, sarsar, Depremnden debelenir Vucut. Özüm-özüm erirsin Gözyağında, bitkin. Bu Sevda’nın Harbi’sidir, Erkeğim; "Aşk Yatakta bir fışkırık Döl değil." Birde bunun; Birlikte-Erinen-Doruğuna" sı var. "Duyarlı" da derler adına. Kadın olman da gerekmez. "Kim altta?" Kantarıyla varamazsın tadına, Sevecen ! Dere’de Yatağında akar. Uslu Pınar olur birdenbire Sel, Şelale. Doğumunda Çay olan Kaynak, beslenir Doğa’dan, büyür, dinçleşir olur Dere. Ergenlikte Irmak, yetişkinken Nehir, bitiminde ulaşır engin Denize. Dere’nin de Şiiri var. Türküler, Ağıtlar, Oyun Havası-oynak. Mutlu, üzgün, aşık Ozan’ı. Görmedim senden başka, Kara Zurnam Volkan’a şiir yazanı. Kaynağında killi, kirli Toprak sarı-soluk-bej Bulamaç, durulur Doğa’da, arınır Çökereğinden, bürünür mavimsi giysisini, kuşanır. Yaprak, Çimen, Yosunla yeşile kaçar. Mehtap’tan alır, moru. Güneşten turuncuyu çalar. birde "Sevda Pembesi" eklendimi artık, salar umudu Yar’e, Gözyaşları katık. Hassas, onurlu, gururlu Dere. Azgın Rüzgar bile olur Yel, fısıltı. Salkım Söğüt eğilir-okşar yaprak uçlarıyla yüzünü. Sıra Kavak keser Satır gibi parçalar, döker pare-pare Yaprakları arasından , titrek Pırıltılarla serper Güneşi. Böcekler çiftleşir, Kelebekler eşleşir renk-renk. Kuşlar yuva yapar, cıvıl. Yosun,Çakıl, Kum, Kaya dip’ten Kurbağa kuyruklu yavruları ile eşlik eder bu kıpırtıya. Oynatır içini, vurunca kıyıdaki Sazların Tellerine. "Aşık Çoban, Kınalı Kuzu, Kara Koyun, Ala Balık, Yeşill Ördek, salkım Söğüt" daha niceler Türkü olur bu name’lerde. Daha ne diyeyim, Sevgilim? Veririm Kollarımı Kuru Tarlalarına, Katık. Sularım çatlak Bostan Yataklarını. Gel! Gir içime, sev, okşa beni. Oynarsın salınarak sallanırsın serin Sularımda, sararım seni. Dilinin ucunda "Of’layan" Coşku’dur Şeker-Parem, şaklayan Damağında. Ben Seni Sonkere sevdim. (*) Çay’dım, Dere oldum yatağında. Irmak olup akacağım Dizelere, sonra da Nehir. Denize uılaşacağım Pan-Zehir! Sana da inat, O’na "Üç Külliyeli Roman" yazacağım. Okyanusun derininde yine sana ulaşacağım, sevdam. (*) Kara Zurna 8 |
Ben
Seni
Sonkere sevdim. (*)
Çay’dım, Dere oldum yatağında.
Irmak olup akacağım Dizelere,
sonra da Nehir.
Denize uılaşacağım Pan-Zehir!
Sana da inat,
O’na "Üç Külliyeli Roman" yazacağım.
Okyanusun derininde
yine sana ulaşacağım,
sevdam.
okunası güzel dizelerdi
kutlarım yazan kalemı
sevgiler......