Ressamgüvercinlerle taçlanmış başını okşadı İstanbul’un çingene kadın papatya tacını düşürdü kadın güvercinleri merdivenlere dizdi Ey İstanbul.. giden gemilere adını verdiğim beni çağıran.. yine acıya düştü bir çocuk kıyısına iliştiği dünyanın sarı çiçeklerine yağmur yağıyordu yine acıya düştü bir çocuk ressam acıyı boyadı sonra düşe yordu kendini ressam ben geçmişi uyuttum ninnilerle benden başka sandım herkesi eskittiğim acılar eskitemediğim acılar hepsini birden karmakarışık düşündüm takvimlere bakmadan kalın düşler boya dedim ressama şehirde yas tutulmaz acı duyulmaz dedi acıyı da tabloya sakla dedim ben bir nehre düşer giderim rengin özesmi |
Rengin Hanım eski Şiirlerinizdeki tadın buradan kaynaklandığını düşünmüşümüdür hep.
Bu Şiirde farklı olarak biraz daha "eylem" mevcut.
Fakat size has "enginlik" yine yerli yerinde. Kutlarım.