BANA BİR İSTANBUL ŞİİRİ OKU
Bana İstanbul şiiri oku,
Şeyh Galip’in mumdan gemileri Süzülsün boğazın derin sularında Süleymaniye’de ezan okunur gibi Yahya Kemal’in sesi duyulsun mısralarda Açılsın Topkapı sarayının çinili odaları Bir şehzadenin çığlıkları dile gelsin Harem’de bir cariyenin duvardaki sırrı çözülsün Boğazın en dalgalı yerinde kurulmuşken otağım Ben İstanbul’u dinliyorum Orhan Veli misali gözlerim kapalı Mezar taşları uyanırken asırlık uykusundan Fatih camiinde titrerken sesim Arif Nihat’ın şiirleri kılavuzdur Bu şehrin kubbelerinden doğan güneşe Eski surların yosun tutan anılarında Köhne Bizans’ın gölgesi düşer sokaklara Ve beni bağrına basar mavi Özlerken Rumeli Hisarı Yeniçeri nidalarını Fatih’in beyaz atı canlanır gözlerimde Gemiler karadan yürürken Haliç’e Ateşten denizlere gül düşer gibi Uyanırım fethin şanlı rüyalarından Vakit gecedir kalkarım aşkın son limanından Yürürüm Necip Fazılın Kaldırımlarında Sesimde dile gelir dudağımdaki hüzün Nereye baksam karşımdadır gülen yüzün Ben bu şehri kubbelerinden tanırım Akşamın kızıl rengi düşerken gölgeme Ben bu şehri ihanetlerinden tanırım Şehzadelerin kesilen başları düşerken önüme Ben susarım İstanbul konuşur içimde Şimdi kumrular okşasın Haliç’in yanağını Bir eşkıya gülüşü sarmadan Gecenin neon ışıklarını Sarhoş dalgalar vururken Kumkapıya Balıkçı ağlarına takılsın Mutluluğun kayıp anahtarı Denizkızı düşleri masallarda kaldı Hüdayi nefesi açsın Üsküdar’da gözlerimi Körelmiş ruhumu sarsın huzurun sesi Ey sevgili Bana bir İstanbul şiiri oku. Gitmeden İstanbul’dan olur mu? 2 Mayıs 2009 Hüseyin Özbay |