Hüzün Danseden bir kelebek misali Bir günlük saltanatın kollarında Öylesine mutlu, öylesine umutlu Yalnızlık Bir keman yayının kirişinde Anlamsız seslere gebeydi bilmeden Umutlar... Keşkelerin sonsuzluğunda yaşayan Divane bir serseriydi belki de... Yalnızlığım diye seslenen bir kadın Sıvasız duvarlara dökmüştü yüzünü Asırlar öncesi...
Sonuna dek açılmıştı Keşkeler şehrinin kapıları Pişmanlıklar satılıyordu, acımasız tezgahlarda Sıra sıra raflarda dizilmişti Kızılcık şerbetleri Yaralı yürekler saklanıyordu Kavanozlarda İçli hıçkırıklar dökülüyordu Gökyüzünün derinliklerinden Heyhat! Kanlı ellerdi uzanan hayallerimize...
Yağmurlar düşmüyordu çatlayan toprağına Şarkılar söylemiyordu artık rüzgâr Kırağı vurmuş bakışlarında tüneyen bir korku Kimbilir Belki de çaresiz...
Titrerken kirpikleri Dağ başını duman almış mı söyleniyordu Yalnızlığın korosunda Yoksa Habersizce gelen bir kurşuna Adres mi yazılıyordu kainatın sayfasında...
Yalnızlığım! Bilirim sen benim terketmeyenimsin... Yalnızlığım! Yaşamak zorunda olduğum... Kanımsın, canımsın Sen benim çaresizliğimsin...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YALNIZLIĞIM şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YALNIZLIĞIM şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.