RÜZGARLA DANSBenim ruhumla yarışır zamanın rüzgarı, Konaklayacak hanlar yok, yok konacak dalları. Birlikte geçiyoruz serin servilikleri, Titrek ellerimizle okşayıp çiçekleri... Bize uzaktan kalkan elleri tanıyoruz, İkimiz bir ocakta, hem pişip, yanıyoruz... Dünyamızın ömrüne bereket senden gelir, Bir yol ayrımındayız, benim aklım delirir! Ben çok erken yoruldum, yarışamam seninle, Okşa bugün rurhumu ıslak meltemlerinle... Hem tara saçlarımı, koy alnıma elini, Yolumuz ayrılsa da, ben anlarım dilini. Bilirsin, gençliğimde ne çok seninle estim! Sen uzattın yolları, ben kaldım çıplak, yetim. Dostluğumu bozmamın nedeni bu yüzdendir; Yangın çıkardığımız ateş aynı közdendir! Sen asla uslanmadın, uçmaya doyamadın, Kuşatıyor dağları, ne de uzun kanadın ? Kurduğumuz ocakta yakıyorum kendimi, Nasıl koştum ardından, tutmadın ellerimi! Tökezledim de düştüm, yamacına bir dağın, Nere gidersin sahi, var mı ilin, otağın? Sarsıyor bak ruhumuz, denizde dalgaları ! Her şafakta öperken alnından kayaları... Al başını, git şimdi! Nasibin vaha, ya çöl, Bense kaldım yerimde, kirlenmiş, durgun bir göl! Ben çok yorgunum şimdi, dans edemem seninle, Kanıyor bak dizlerim, çok oynadılar benle ! Sana açmadığımı, açtım işte rüzgara, Çiy olup düşüyorum, bilmediğin dağlara... Hayrettin YAZICI |
Benim ruhumla yarışır zamanın rüzgarı,
Konaklayacak hanlar,yok konacak dalları...
Birlikte geçiyoruz serin servilikleri,
Titrek ellerimizle okşayıp çiçekleri...
Bize uzaktan kalkan elleri tanıyoruz,
İkimiz bir ocakta, hem pişip,yanıyoruz...
Dünyamızın ömrüne bereket senden gelir,
Bir yol ayrımındayız,benim aklım delirir!...
Ben çok erken yoruldum yarışamam seninle,
Okşa bugün rurhumu ıslak meltemlerinle...
Hem tara saçlarımı,koy alnıma elini,
Yolumuz ayrılsa da,ben anlarım dilini.
Bilirsin,gençliğimde ne çok seninle estim!
Sen uzattın yolları,ben kaldım çıplak,yetim.
Dostluğumu bozmamın nedeni bu yüzdendir;
Yangın çıkardığımız ateş aynı közdendir!...
Sen asla uslanmadın,uçmaya doyamadın,
Kuşatıyor dağları,ne de uzun kanadın ?...
Kurduğumuz ocakta yakıyorum kendimi,
Nasıl koştum ardından,tutmadın ellerimi!...
Tökezledim de düştüm,yamacına bir dağın,
Nere gidersin sahi, var mı ilin, otağın?...
Sarsıyor bak ruhumuz,denizde dalgaları !
Her şafakta öperken alnından kayaları...
Al başını,git şimdi! Nasibin vaha,ya çöl,
Bense kaldım yerimde,kirlenmiş,durgun bir göl!...
Ben çok yorgunum şimdi,dansedemem seninle,
Kanıyor bak dizlerim,çok oynadılar benle !...
Sana açmadığımı,açtım işte rüzgara,
Çiy olup düşüyorum,bilmediğin dağlara!...
Beyit beyit zamanla sitemkar, hüzünlü en samimi hasbihal .
Herkezin bir sözü vardır zamana herkesin.
O kadar çok alacağımız varki.Sahi bu kadar şeyi yerken hiçmi doymaz bu zaman.
Ahde-vefa yok,dostluk yok, hiçbirşey yok ...
Yaşattığı ve hayıflanarak geride bıraktırdıkları en önemlisi gençlik yılları...heyecanları,coşkuları, umutları....hangi birini sayalım üstadım hangi birini.Dediğiniz gibi dizlerimiz kanar olmuş... bırakın arkasından koşmayı yürümeye bile çoğu zaman takatsiziz.
Öyle beğendim ki çok ama çok güzeldi.Yüreğiniz dert görmesin üstadım.
Gönlünüze esenlik ve mutluluk dileklerimle.Başarınız daim olsun.Selam ve saygılarımla.