ne merhemler sürmüştü tek bir yanık iz bile kalmasın diye oysa sürseydi bir çift söz “seni seviyorum” diye bağlamayacaktı kabuk bağını dağlamayacaktı aşk yanmış hayatı
bir lotusun yapraklarında başlıyor güneş doğmaya mekânsız bir cinneti ağırlar gibi korkunun gerekli bir anı komplo kuruyor düşlere daha düşmemişken çarklının dişlerine
kırmızıya dönüşmüş hayatlar geçiyor kuş sürüleri ile özgürlüğü verilmiş kanatları alınmış kör gözlere
kendine bakmakla eş değer bilen ayna sırrı kayıp kentler kadar eskitiyor geçmişi dünyanın özünde yatan gerçeği hiç gibi silerek gizini taşın sabrında unutan kullar çizerek
kederi ile ortak bir yazgıdır satılmaya değer bulunan gurur tevekkülü borç bilip dolduruyor alacaklı defterini her sayfasında yanlış hayatların yanık izi
umudu bebek gibi emziren rehin alır göz bebeklerini kuşkulu ayrılıklarla büyütür sonra ve öncesiz olarak sevmek için hep başka biri olmak için
aynı dilde ekşimiş hasreti kucaklayan kalp ihaneti değil öğrendikçe susmayı ayrıntıları bekletir o doyumsuz nefretin tespih tanesi büyüklüğünde
aşk’ın keskin kırbacı vurgulanıyor çoğalıyor bir sıvının içinde çizdiği yol haritası tende nehir kollu yalnızlık çağlıyor
kesikler tamamladıkça kabûlümü sesimde yetim sevdaları yalın bir bıçak kaç kez daha böler ki tam ortasından yarım cümleleri her aşk yanmış hayatların yanık izi…
alicengizoyunu (…her yanık izinde tek bir şey öğrendim…birinci dereceden sevmeyi…)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yanık izi... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yanık izi... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ne merhemler sürmüştü tek bir yanık iz bile kalmasın diye oysa sürseydi bir çift söz “seni seviyorum” diye bağlamayacaktı kabuk bağını dağlamayacaktı aşk yanmış hayatı
cok güzel ve güclü bir kalem..insani susduran kalem..
soru sormadın ki duymamı/zı istediğin şeyleri söyledin eğer sormuş olsaydın alacağın cevap yetinmeme duygunu daha da perçinleştirecek o halde ne yapmalı...?
diyorum ki madem içine sinmedi sil bu şiiri ki silersen eğer en kötü ihtimal ile İZİ kalacak...:)) e şiir yazan biri de okuyandan daha başka ne ister ki, değil mi...
hem unutmamak lazım...deniz de bir gün boğulur...birgünde değil...belki bir gün...
yanmak/anmak ah çekmek düşer yaşamda ayakta giden yoculara ve dönüş bileti hep cebindedir başladığı yere... muhteşem bir paylaşımdı şiir dostu...kaelmin hiç susmasın ki hep coşalım...maviler yüreğine...
Şiir şiirin aynasıdır... Yıllar önce okuduğum dizeler geldi bir an aklıma... Sadece paylaşım;
Yanık İzi/ P. Celan Uyumuyorduk artık, çünkü hüznün saatiydi yatağımız ve birer değnek gibi büküyorduk akreple yelkovanı, ve onlar hızla yaylanıp kırbaçlıyorlardı zamanı kan gelene kadar, ve sen, gittikçe bastıran günbatımıyla konuşuyordun, ve ben, on iki kez sen diye seslendim sözcüklerinle ördüğün geceye, ve gece açılıp, öylece kaldı, ve ben, bir gözü onun kucağına bırakırken, ötekini senin saçlarına taktım, ve ikisinin arasından açık damarı uzattım fitil yerine- ve genç bir şimşek, yüzerek yaklaştı.
Paul Celan
Bütün Şiirlerinden Seçmeler Çeviri:Ahmet Cemal Kavram Yayınları, 1998
Şiir anlamca zengin, kurgusuyla başarılıydı, tebrikler. Esen kalın. Şiirle...
çok teşekkür ederim uzun zamandır okumadığım bir şairin şiiri ile mutlu ettiniz beni ki ben en çok SEVİL ERYAŞAR'ın çevirisini yaptığı ÖLÜM FÜGÜ şiirinde ki ... Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü sonra öğlen vakitlerinde ölüm Almanya'dan gelen bir ustadır akşamları ve sabahları içmekteyiz hiç durmadan ölüm bir ustadır Almanya'dan gelen gözleri mavi bir kurşunla geliyor sana tam göğsünden vurarak bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete köpeklerini salıyor üstümüze havada bir mezar armağan ediyor yılanlarla oynuyor ve dalın düşlere ölüm Almanya'dan gelen bir ustadır ... dizelerini severim...orada geçen gözleri mavi bir kurşunla geliyor sana tam göğsünden vurarak" sözünü hep kendim ile özdeşleştirmişimdir...
... Sen bana kalmayandın ağır ağır çekilirken gözümden zaman Sen değildin belki de tüketilen Alışkanlıklardı elimden kayan Senden gitme vakti geldi kaldır üzerimdeki hegemonyayı her dokunduğunda kanatıyorsun yaralarımı Yaşadıklarını mı yazar insan yoksa yazdığı kadar mı yaşar sevdayı . . . sevgiler Alicengiz...keyifle ayrıldım sayfandan yine...teşekkürler...
kendine bakmakla eş değer bilen ayna sırrı kayıp kentler kadar eskitiyor geçmişi dünyanın özünde yatan gerçeği hiç gibi silerek gizini taşın sabrında unutan kullar çizerek
varsın yaksın, kavursun dilimizde, damağımızda tat bırakmış bir de öğretmişse birinci dereceden sevmeleri gönül dünden razı varsın olsun yanık izleri...
bağımlı oldum bu sayfalara, doyumsuz dizelere, saygılar ...
kesikler tamamladıkça kabûlümü sesimde yetim sevdaları yalın bir bıçak kaç kez daha böler ki tam ortasından yarım cümleleri her aşk yanmış hayatların yanık izi…
Sabah okuduğum harika bir şiir ... Sevgiyle kalın Başarılar..
teşekkür ederim her birinize...