ÇİY DAMLALARI
Yüreğimde gül açıp, fecrin doğduğu yerde
Çığırtkan eyvahıma, çiy damlaları düştü Umudumda gül açıp, hüznü boğduğu yerde Gül yüklü sabahıma, çiy damlaları düştü Sevdasız yokuşumdan,adım adım inerken Yağmur gibi yaşlarım, yavaş yavaş dinerken Sabahımın meltemi, üzerime sinerken İçten içe ahıma, çiy damlaları düştü Çiçekleşen dilimle, sözümü yuttuğumda Alevlenen kalbimle, közümü tuttuğumda Günahımla çoğalan, özümü unuttuğumda Korlaşan dergâhıma, çiy damlaları düştü Gönlümün takviminden, yaprakları yolmadan İçimde yangınlaşan, ilhamlarım dolmadan Hicranın saatinde, sevda vakti olmadan Solan girizgâhıma, çiy damlaları düştü Ümitleri soldurup, dertlerime dert katan Horlanandı kaderim, içte volkanlar yatan Hiç durmaksızın sık sık, gönül bahçeme çatan Ufuksuz eyvahıma, çiy damlaları düştü Cihana çektirdiğim, usandıran nazımla İnleyen bülbül gibi, çığırtkan avazımla İki kırık tel ile, dinlettiğim sazımla Yankısız segâhıma, çiy damlaları düştü Dostlukları unutup, vefa nedir bilmeyen İncindiğim sözleri, bir kalemde silmeyen Yüreğinde devamlı, hatalar eksilmeyen Yangından günahıma, çiy damlaları düştü Pervâneyim huşuyla, Rabbime el bağlarken Işıksız gecelerde, çağıl çağıl çağlarken Yürekten bir sel olup, gözüm yaşlı ağlarken Çuldan namazgâhıma, çiy damlaları düştü |