GÖNLÜM SEN HOŞÇAKALBilirsin nasıl da güzeldir beyazı karın, Bugün gözü bir başka güzel yıldızların. Dingin bir geceye yatıyor zaman besbelli, Gün sarılmış kollarına bir zülfü telli. Ben yarı çıplak düşmezdim böyle aynana, Hiç cürm-ü meşhut işlemedim sevdadan yana. Nasıl böyle sesiz duruyor bin dilli zaman? Ne uğultulu bir mekan, ne de dal var ırganan. İnce, siyah bir sürme çekerken gözlerine ay, Güneş apoletleri sökülmüş bir miralay. Eğilmiş dinliyor zamanı kulağı yerde, Bak, çekilir göğsüne göğün siyah bir perde! Toplanırken bütün askılardan pılı pırtı, Henüz ateş böceklerinde yok bir kıpırtı. Şimdi teğet geçiyor karanlığı her bir dal, Gelecek, benim yüreğime oturmuş vebal ! İğdiş düşüncelerim gider geceye sürgün, Genç bir kızın eteklerinde savrulacak gün. Ceylanlar suya eğilir şimdi bir ırmakta, Gönlüm sen hoşça kal, malum tan ağarmakta. Rengi koyaklarda beyaz olsa da karın, Bugün, vişneler de zili çalmış baharın... Hayrettin YAZICI |
saygılar