DEHŞETTekin değil gördüğün sabah Her karesi dehşet olan fotoğraflardan Âni bir ölüm düşüyor ellerine Rüyâsında okuldan kaçan bir çocuk Hepimize kırgın bir yüz olarak Gözleri açık bırakıyor rengini toprağa Sabırlı bir infiâli yaşatan kader Kuşlukla uyanmak isteyen bir evin çatısından En kavî duruşuyla Gaflet içinde kalan bir kavmin Yeni saatini kuruyor Endamlı dağlara kederler ekleyerek Nereye bassa kirli toprak Söğüt ağaçlarının yasından besleniyor ırmaklar Güneş vurmuyor odalarımıza İçimiz karanlık bir geceyi ağırlıyor Ne kuşların haberleri ne şövalye resimleri Döşeklerimizdeki uyku çok derin Siperde hâinliklerimiz sinsi bir gecede Mezar kazıyorlar içimizin serin ırmaklarına Işıkları kim söndürdü gördünüz Meleklerin hışırdayan sayfaları bitti Çünkü cânımız isyan ediyor Gittikçe güçleniyor bizi içine çeken ırmak Bu ölümden önceki son bahar Hangi çiçeğe baksak bütün renkleri sarı Çoktan kapatmış hayat perdelerini Her şey toprağa karışırken Çöküyor üstümüze gece arz sarsılıyor Geride kalıyor dünya korkuları MUSTAFA ÖZÇELİK |