Sıruzayın uykusunda kımıltılı ayaz yıldızın dudağında mavi gül yalazı aklının odasında şakayık göğün balkonundan sarkan ay çorak geçmişini yakarken ufkun çatısına sıçradı aşk yasaktı doruğa tırmanan açmazlar umutlar bulutun damarlarında çığlık yalnızlık tutsaktı boşluğa bakan buğulu cam düşlere uzaktı koynunda bir çift kanat yaralandı sardı yıllarca sabır merhemini gözlerinde tutuklu kalan hüzne inat zaman turuncu akşamları özlerken sancıyla kıvrandı saçlarını savurup acıyı sıkıca kavradı acun bir süre dalgın bir süre kırgın kaldı efkârlı şarkılardan geçerken kararan gülüşünü karlar okşadı anıları saklayan rüzgara sitemkâr bir bakış fırlattı uykusuz duygusuz gözler yağmurdan ıslanan hayallere odaklandı -sardı suyun damarlarında donan sarı yarayı toprak- gözlerinde hazan salkımları yitik hatıraları saklı yüzünde… zaman bitkin bir nehir gibi aktı anlamsızlaştı azalan sözler y a l n ı z göğün kafesinde ölüme kanat çırpan ışıksız can kuşu sır kaldı esmer bir imza kaldı aşk hikâyesinde! |