Sancı
Keskin bir iz bırakırken tükenen kızıllığına gündüzün
Vuruşurdu içimdeki yabanıl arzu Göklerde yalnız kalırdı Duyumsayışlarım Haydi tut ellerimden, demek gelirdi içimden İşte o an duyamazdın sesimi Param parça yıkılışlarla bana geri yansıyan Tozlanmış bir yalan olurdu Bazen bir yanılsamadan daha buruktur sevi Esintilere bırakılan bir sevinç misali En uzak kentlere koşar da koşar Eskitir tüm ikilemleri… Ey beni varlaştıran derin kuytu Ve hiç bir şiire dahil olamayacak kadar Mağrur sözlerim. Yanık yüzlü düşlerim İlk keşfedişim, döngüsel son tavım Eksik kalıyorsam, aşınmış bir damar gibi atıyorsa nabzım Bil ki nisan yağmurlarının bereketinde kuruyan Kolu kanadı kırılmış bir sonbaharım Mümkündür, sana adanmış düşlerimi gecelerce saklamak Ve özleyişin bitimsiz işkencelerini uzatmak mümkündür Çok görme çaresizliğimi Her vurgun yediğimde yalnızca iki damla yaş süzülür gözlerimden Mahur bir bestenin yanık keman sesinden aşınır yüreğim Süreğen bir yara gibi kanarım da kanarım Şimdi, yalazlanmış serin sularda Kıyıları döven hırçın dalgalar misali Kendimleyim bir başıma ve mağrur Yeni doğacak güne hasret Ertelenmiş fakat bakir bir umudu taşıyan gecedeyim Öyle işveli salınışlarla uzanırım Derinde duran tenhalara Ay parlarken susarsam Utandığımdan ya da yitirdiğimden değildir sözcüklerimi Ey kahrolası tutku, dinmeyen esinti Ey özleyişin gökçe ve vakur öz’ü Ey bekleyiş, sonsuzlukta demlenen önemseyiş Ardına kadar ger yayını, uzağa fırlat oklarını Mayalansın bilincime yayılan kokuların Fırlat ki öfkemi unutayım, En çıplak bir dönemeçte vurulursam eğer Delik deşik olsa tüm bedenim Tanık ol hallerime Eğer ağlarsam kahrolayım Korkum yok acının iksirini yudumlamaktan Bilirim böyle sancılarla doğar eksik kalmış arayışlar Ansızın Alır boz bulanık düşlerimi Götürür zapt ettiğim ülkemin başkentine içimdeki Nil Gün uyanır, dem tutar göğsümdeki sevinç Kuşatma vakti mağrur ve muzdarip Öylesine sevecen ve öylesine garip Kutsamak muazzam bir şenliği Birlikte varlaştırmak ve birlikte özümsemek Ad koymak gibi yeni doğan bir çocuğa Oynak dillerden süzmek bakir düşünceleri Bıçkın bir ilkyazın şavkı vururken yüzüne gündüzün Tutuşur içimdeki evrensel koşu Beni benden alır özleyişlerim Bütün dönenceler tanıktır şimdi Yüreğimde sancısız bir çaba Onulmaz bir derde tutsak Bir tomurcuk gibi patlar Sevgilerde yediveren güllerince açar sözlerim… Necdet Arslan |
Sayın Necdet Arslan,
Novalis bir sözünde der ki;
"Sanatın amacı kelimelerdeki çelişkiyi yok etmek olmalı."
Sizin satırlarınızdaki ikilem eskimesi çok hoş.
Şiirinizin başarısını kutluyorum.
Saygılarımla