Sevda 3) Gelin
Gelin oldu
yıllarca dünürcü beklediler sevdiklerinden, ilk ve son kez onlara da yapıldı gelinbaşı kızlar gelin olup, ayrıldılar evlerinden gelin olup, köylerinden ayrılanlar da vardı “köprüden geşdi gelin saş bağın düştü gelin diloy loy haldan bilmez ne fayda söz anlamaz ne çare” kapıyı sağdıcı tutdu, sandığı kızkardeşi atbaşından tutdu ağabeyi, kayınpedere verdi köyün alt yanında yolu kesmiş, delikanlılar “toprak bastı parası” istemiş-koparmış muhtar “gül ağacı boğum boğum dert içimde düğüm düğüm ayrılığın günü böğün anam hakkımı helal et” çocuklar koşup, kapalının arka merdivenine tutunma telaşında kalabalık dağılmış, kız evi yasda, kızanasının başı çekkili kız babası derin kederler içinde, ne gelir elinden bin pişman olsada eş-dost yalnız bırakmaz, “-erkekler ağlamaz” ama o baba “-Allah geçim-dirlik versin” “-amin” herkesin “amin” dediği, babasının da en büyük dileği “-boba bostanın bittimi tarlaya köken attımı beni verdin el oluna ahın yerini dutdu mu” hiç görmedikleri, bilmedikleri ucara memleketlere sevip-sevemeyeceğini düşünemeden bile kucak açtılar; farklı seslere, adet ve geleneklere ağa-aba dediler kendinden çok-çok küçüklere “buraları sevemedim, gönlüm orada yanıyorum tuz-biber yarada deli gönül eremedi eyvah murada ölüyorum tez yetiş merama” |