Bir İntiharın Eşiğinde-2
Korku ve Titreme
Artık bende hiç bir adı olmayan bayan ’S’ için And olsun zamana Şu yıldızsız geceye Ve kandilde titreyen ışığa Kaleme, mürekkebe, kâğıda Senin duyup da masal sandığın Kanla yazılmış şiirlerin hikâyesidir! 1. Korku tünellerinde titreyen zakkum bir gülüşü kanatan sızı gibi eşiklerde lal durma: vur ateşten parmaklarını: taşları erit ve ağlayışınla düşlerin kızıl ağrısını ki ey kalbim: ant olsun: gümüş ellerin, ölüm tanrılar divanında bir gece: soluksuz ağu içir! Göğün büyüsüdür bu alnımdan süzülen inci güneş’e ay’a ve yıldızlara bak: haydi, dudağınla sil ve sonsuz arzulardan bir demet gül kurusu pençende rüzgarla savur: ki açıldı hüznün kapısı: göğsüme dokunsun yüzün! Kimdi o etten ve kandan: asur sarayında, dillere ram? bir sevinç yumağı gibi ışıl ışıl, parlayan sıcak ışık ey peçesi göğün geçmişi! camlarda kırıldı: hani, nerde indiğim yaşam? toprak ve ateş: ve ellerin: suyu can bir beden yarat bahar mı? nedir saklı kalan sol yanım: hep, karanfil uğultusu Uzaklıklar biriktiriyorsun ipek kozalı iniltiler üzerinde gül, sarmaşık ve yapraklarca ruhumla soyunan zamanı kapamaz, gökkuşağına çalınan rüya ve dudağında öpüşmeler, hercai: yazgısı dökülür tenlerin ki sonsuz bir acı yaşandı: avuçlarının kıvrımında: direngen rüzgarlı bahçeler de güz solgunluğu: kuşlar intihara yeltenir! Titrerdin. yaralı bir mavilik gibi gökyüzünde: akşamlar biterdi bulutlar karanlık sularda, saçların tel tel eskimiş hüzün ey gözlerim: mühürlü bir kandil gibi, şimdi sön kederli bir yalnızlığın öfkeli hançeri: Köpüklü kıyıda şiirin kalbine, orta yerinden batacak! 2. Şimdi bu sıcak bedeni göğsünün yamacından yavaşça düşür! Nizar şirvan BİLGİN |