SergüzeştŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hayat hikaye olmayacak kadar kısa
kurumamış vatan toprağıdır gözlerin ışıl ışıl bakarken mavisini yitirmiş gökyüzüne hatırlar dünler bugünler yarınlar diye..... ölüme susamış aşk gibidir son çırpınışlar Tanrının kollarından akar zerdali kokulu şerbetler sen içtikçe daha bir güzelleşir içtikçe daha bir ölürsün, ölümsüzlüğünde..... sen sen sevdiğim sınır tanımaz bir şairin şiirisin kitabımın ilk sayfasında kurşuni kalemle adın son sayfasına gelmeden bir kenara bırakılmış hikaye sol yanımı dağlayıp geçen kızgın çöl güneşi sözler, yeminler, billahiler..... sen sen sevdiğim tuzuna hasret bir denizsin yanaklarımdan aşağı süzülür koca şehrin yağmuru karanlığını kaybetmiş ışık gibidir yolsuz yönsüz amaçsız..... ben kendine sönmüş bir volkanın kucağından dökülen küllerim yeniden yine sana doğmak için..... yüreğimde sevdan çıkmaz sokaklar yüreğinde uzak yağmurlar getiren rüzgar kokusunu kendi içinde hapsetmiş yılların yılgınlığını üzerinde toplamış sergüzeşt aymaz bir bulut..... duasız mezarların alacasında başlar savaşlar kararmış yüzüyle gelir çöker bir adam elinde kedere bandırılmış bir sarımlık kağıt parmaklarında harman edilmiş şehirlerin tütün kokusu güneşi batırır kızılca kıyamet saçlarının dibinde gece düşsün ister gözlerine..... bilirsin en berrak gökyüzü yıldızların beyazlığında iner geceyle................. Deniz Can yılmaz |