Mai.....Siyah.....Şiirin hikayesini görmek için tıklayın soğuk gecenin ardında
loş sokak ışıklarının altında belli belirsiz bir silüet..... dumanını savuruyor gökyüzüne dilinde son bir veda şarkısı mırıldanıyor yağmalanmış ruhunun hikayesini sayıklıyor bikaç ay sonra doğacak ama kendisinin asla sahip olamayacağo fidanı için ağlıyor..... kimi zaman bir hikaye süsledi kader yazgısını kimi zaman gerçeğin acı tarafı............ sarılıpta yattığım gökyüzünün beyazı bulaştı alnıma kara kara şehirler geçerken küçük kaldırımlı sokaklarımdan sen başına buyruk bir uçurtma kuyruğunu kısmış tellere sevdalı uzun saatlerin sonunda dinerdi hezeyan nöbetleri gecenin uykuların üzerine çöreklendiği hesabı tutmaz kefaret, kederim dallanıp budaklanmış bir sevdanın kollarıydık biz uçsuz, bucaksız, virane oysa tüm hüzünleri ellerimizin ayasındaki küçük nehirlere hapsetmiş dudaklarımızdaki sevda mahkumlarını salıvermiş renksiz bakan gökkuşağını kendimize boyamıştık masallar diyarının haşarı çocuklarıydık büyüdük serpildik dağlar gibi yüreğimizi sevdaların eteklerine serdik şimdi tüm şarkılar sana sunar gecenin koynunda kaybederken masumiyetini mavi gülüşlü düşler çehreme düşer yanılsar yabancı tebessümler kırgınım dudaklarını bükmüş bir çocuk oturur karşımda masasında bir kağıt, bir kalem yalvarır yaradana pervasızca uçuyor bugün kuşlar Marmara nın koynunda kararmış bulutlar deniz kendine ağlar deniz deniz dedim de aklıma geldi sahi benim rengim senin gözlerinde neydi? mai.....siyah.....hangisi..... deniz can yılmaz |