--- ANADOLU KADINI ---Dün kafa yordum biraz düşündüm eni konu. Dünya Kadınlar Günü hangi kadının günü? Nasır tutmuş elleri kavrulmada, yanmada. Görebildiği yeri dünya buymuş sanmada. Bir elinde çapası alt üst eder toprağı. Nârin,utangaç yüzü andırıyor yaprağı. Değme rüzgâr sarsamaz, on mu dokuz mu canı? Hayretlere düşürür aklı olan insanı. Her işini dizmiştir kafasında listesi, Yüreğiyle “of” çeker duyulmaz asla sesi. İşçi odur, aşçı o toprakla savaşçı o. Muhannet zordur diye iddialı başçı o. Öpülmez mi elleri, koyulmaz mı başlara, Ne çileler bal olur yer bulunmaz düşlere. Gündüz tarlada ırgat, gece evinde dadı, Hükümdardır her işte yine de yoktur adı. “ Gııız öte git, beri gel kaşık düşmanı seni ! Bir kelime edersen patlatırım enseni “ Vay benim bahtı karam, gün görmemiş yanığım! Yokuş olan her işte savunmasız sanığım. Seni anlatmak için destanlar yazmalıyım. Fedakar yüreğinin resmini çizmeliyim. Onlarca gül büyütüp, bir gül almayanım vay ! Yürü derya denizim , bunu da kadere say. Buz gibi duvarların sıcak boyası kadın. Ne zaman koyulacak senin de hanım adın? Gözümde bir hanım var ANADOLU KADINI. VATAN ODUR, BAYRAK O, ANA KOYDUM ADINI. Gel istersen verelim hak edene bu günü, Dünya kadınlar günü hangi kadının günü ? 5.03.2009- Kırıkkale |
Köy kadını
Anam;
-boyuyüklü -
tüm köyün kadınları gibi,
sırtında bebeği,
ellerinde helke ,
kova ya da testi
koltuk altında çamaşır,
bebek bezi
Yukarı Çeşmeden eve su taşır.
çapa,
ekin,
harman,
hasır
dur durak nedir bilmezdi
bulgur kaynat,
tohum ayıkla,
keçi-koyunu sağ,
süt-yoğurt-peynir
ekmek yap,
aş pişir
dinlenmek aklına gelmezdi
halı doku
temizle evi
hayvanları sula
batmaları yeygile
ahırı, ağılı
hayadı süpür
bebeğini bile emziremezdi
ocağa çalı at,
sobayı çokar
çocukları doyur,
su getir, sofrayı kur
oturup doyana dek yiyemezdi.
her sabah un çorbası,
her öğle,
her akşam, bulgur aşı
arada bir,
erik, kayısı, armut
ve kara üzüm hoşafı
süt olurdu bir de,
baharda yazda,
biraz deri peyniri
azıcık koyardık
yufka arasına
o zamanlar bilmezdik daha
çayı, balı, zeytini.
ayranda kırıntı ekmek,
severdim doğramacı
yufka kırıntısına
yağda yumurta
ommaç kır azığımızdı
boğazımızı aldı mı
mataradaki su imdada yetişirdi
kuzu-oğlak otlatması,
Çataltepe’ye nadas,
ova’ya harman
yaz tatillerinde bile köyü,
unuturduk çok zaman,
oynayacak akran bulmak hayaldi
boyu yüklü: hamile
helke: (herke) bakraç, kova, stil
yeygi: arpa, saman gibi kışlık hayvan yemi
hayat: avlu
doğramaç: ayran içine gevretilmiş/kuru yufka ekmek doğranarak hazırlanır.
Ommaç / oğmaç /ovmaç: kırıntı yufka ekmek, yağlı dolaz(pişirilmiş yoğurt)da kızartılarak içine yumurta kırılarak yapılır. Yağlı ufak
köyün ovası: Eğridir Gölü kıyısında (Gaziri Ovası ya da) Hoyran Ovasındaki tarlalardaki ekinler göl kıyısındaki merada harman edilirdi.