bronz düşlere iptidai gerçeklerbir parçam uzağa düştü kapının arkasında kalırken ben, cilalı yüzler devri ehven zamanlarda canı sıkılmadan durmaz sözler aheste düşlerin mesaisi biterken hele bir de çok amaçlı ihanetler salınınca cevaz ile dokunursun yoksunluğuna dökülür o an cebinden misketlerin iyice türkülenir karanlık çok sessizlik yıl ikibindokuz milatlardan epey sonra mevsim; farkeder mi meyve mutlaka olsun , tadımlık; kiraz sancılardan , sen öl artık kendimle konuşuyorum bir sigara, soğumuş kahve değişik bir intihar fikri geliyor aklıma babamın elektrikçi olması ile alakası var mı bilmem not aldım sadece syrus okuyucuya not falan filan: kendimi öldüreceğimi sanmayın asla bilirsiniz ölüler çabuk unutulur |
Bu uzun ara hayırdır inşallah.))