MEVLANA SAĞ OLSAYDI
Akşamla yatsı arası,
Süzülüyordu gökten lamba sarısı, Eksilmişti, çıplak ruhlu ayaklar Ve onları aldatan dilbazlar, Mevlâna Türbesi ve Selime’ye, Artık rahat edebilirdi, gece yarısı. Üzüm üzüm parlayan lambalar, Etrafına aydınlıklar saçıyordu, Gökteki yıldızlar ve dahası, Onun uçsuz bucaksız seması, İlahi bir nizam taşıyordu… Ruhsuz yığma kalabalıklardan, Tek tük sıyrılan insanlar, Gece yarısı, huzur arıyordu… Türbenin etrafında duâ edenler, Eş arayanlar, çocuk isteyenler, Para, mal, mülk, mevki isteyenler, Karıştırmışlardı, abdla mabudu, Kimi diz çökerken türbenin önünde, Kimi de kucaklıyordu tabutu… Şüphesiz Mevlâna sağ olsaydı, Bu hâle bakıp aylarca ağlardı, İslam’ın ruhuna aykırı duâ özlemi, Rabbine ulaşmaz, el altında kalır, Tevhidden uzak insan havasını alır. Parayla şöhretin mahallesinde, Ziyaretler ziyaret olmaktan çıkmış, Türbeler bile bu durumdan bıkmış. Bizim; Bektaşiler, Mevlanalar, Yunuslar, Bu halleri görseler, asla dayanamazlar, Şirkin fütursuz putuna asla boyanamazlar… 07.07.1992 Konya |
……………..…………………. Saygı ve Selamlar…