Meskûn Mahalde Cin/netPerşembe pazarında elimde ipten file, Gördüğüne şaşırdı, çözüldü geldi dile. Ne söylesem az kaldı, ne dediysem nafile. Kocaman bir taş alıp yerleştirdim döşüne. Önce vefaya baktık, çürük çarık her yanı. Zaten çok zor bulmuşuz, döverler almayanı. Her taraf itiş kakış, çalanı çalmayanı... Sıcacık bir kalp varmış, herkes düşmüş peşine. Şerefi göremedim, tezgahı boştu orda. Dedim ki” Sor birine, önce bir hayra yor da” “Karaborsa” dediler,”Satılmaz ulu orta “Paran varsa diyelim, dolaşma boş boşuna.” Az ötede dost deyip sarıldığım bir canı, Görünce çok şaşırdım tezgahındaki kanı. Üstünde sineklenmiş kabuk yüzlü bir anı… Tezgahtaydı yüreğim, ağrı girdi başıma. Filem değiştirince rotasını, yönünü, Takıldım peşi sıra kapatmadan önünü. Bir de ne görelim ki tam köşede herkes nü… İlk defa şahit oldum bir ipliğin yaşına. Vicdandan geliyordu ağır ceset kokusu, Başucunda egonun tatmin olmaz tortusu. Bencillik hormonunun az gelirim korkusu, Riyaya yaslanırken giriyordu düşüne. “Dur !” dedim, “Bak şuraya gördün mü toprağını, Saksı saksı satılan ihanet yaprağını ?” “Sus !” dedi, “Topla benim tasımı tarağımı, Vuracağım başımı, içimdeki taşıma.” Az ötede kuytuda tertemiz çocuk vardı, Dokundum gözlerine elini açıp sardı. Umut istedim ondan, sevgiye umut kardı. Öpücüğü kondurdum ay parçası kaşına. Filemden ses gelirken hayatın pazarında, Tek çocuğa çözüldü kemlerin nazarında. “Habersizce geldiğin insanlık mezarında, Temiz kal çocuk !” dedi,” Girerken her yaşına.” “Dönelim” dedim, “Filem, gün sarardı soluyor, Sükût firar üzere, dil birikti doluyor. Kurşundan kalem kaşık, aşım kağıt oluyor. Onlara kadar beni ya taşı ya taşıma! “ 27.02.09 Özlem Pala |
“Dur !” dedim, “Bak şuraya gördün mü toprağını,
Saksı saksı satılan ihanet yaprağını ?”
“Sus !” dedi, “Topla benim tasımı tarağımı,
Vuracağım başımı, içimdeki taşıma.”
serbestte olduğu gibi hecede de iddalısın ablacım. Yüreğine gönlüne sağlık. Kendine has üslubünla gözlemlerini çok güzel mısralara resmetmişsin kutlarım. Sevgilerimle.