Gönülde Mevsim KışOmuzlara çökünce ıssızlık Sisler düşüncelerdeki prangaları çözemez Dönüşü arayış başlar Çare çaresizliğe teslim edilir Avuçlar soğur Ayak izlerine kıyamayıp saklayınca karlar. Yön bellidir oysa Ne izmaritleri unutturur gideni, ne paketler Yaramazlıkların saklandığı tebessümler pencerelerden bakar Bir ateş ki bu kaynağı belirsiz Sigaranın ucunda hem gideni hem kalanı yakar. Sayfalarına yerleşmiş hatıraların hamalıdır albüm Başköşede sessizliğin kısık sesiyle uyutulmuş bir dün Ve yarınla arasında kalmış Bir şaşkın bugün Bakışlar bir el uzatımı mesafeden ayrılamaz Manzara unutkan, ’Hatırlamasam mı? ’ diyerek Acımasız mevsimlerin başında asker misali Aceleci bakışları omuzunda, yalnızlığın başında nöbet bekler yürek. Süresiz bir sürenin çılgın kahkahaları duyulsa bile Gözleri güzel geçmişi tarar Çiçeklerin saklanma zamanı gelmiştir kendi çekirdeğine Güller hâlâ toprak Yaprakları unutmuş bir yeşil Beyaza mağlup, beyaza tutkun, beyazın kurumasını bekler Yeşilin solmasının beklendiği gibi. Nerde kahkahaların ekosunu aldığı zamanlar Nerede vuslatın iç titreyişleri İrisin bir kibarcığın tomurcuklanmasını bekleyişleri Baharın mektuplarını taşıyan bir kardelen Mahzun Utangaç Boynu uzaklıklarla bükülmüş rotası meçhul bir dümen. Hıçkırığın saklandığı gök gürültülerinin tam ortasında kurumuş kırmızılar Kaymaklı dondurmaları taşır avuçlara Giden en tatlı uykusunu görürken düşünde Kalan yalnızlığı yalnızlığıyla kovar Izdırap süklüm püklüm bir köşe bulup saklanır ikizi fırsatla Sırrına âşık bir güneş tayfı güneşi bekler. Ne “Gitme! ” diyebilir kurumuş dudaklar Ne “Gel” diyebilir Ne de Uzanıp yumuşak karanlıklardan notaların en tatlısı “Bak! İşte bu beklediğin el! ”diyebilir… Turgut Uzdu (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
Ne “Gel” diyebilir
Ne de
Uzanıp yumuşak karanlıklardan notaların en tatlısı
“Bak! İşte bu beklediğin el! ”diyebilir…
o kadar anlam yüklüki yüreğinize sağlık...saygılar..