Serdar'a mektup
Serdar, sana bir çift sözüm olacak,
Öğüdüme kulak tıkarsan, yazık! Bilirim, nasihat dinlersin, ancak Kazara sözümden çıkarsan yazık! Sen bir öğrencisin her şeyden önce; Yüzün kızarmasın eve dönünce. Hayatını yaşa, eğlen gönlünce, Ama, umutları yıkarsan, yazık! Kaz gibi olmazsan, tüyün yolunmaz, Kurtlar arasında kuzu olunmaz! Kaybolan zamana çare bulunmaz; Bu sene sınıfta çakarsan, yazık! Sakın kanma her önüne gelene, “Dostum” deme, her yüzüne gülene. Düdük çalıp giden her bir trene, Eğer aval aval bakarsan yazık! Doğrudan ayrılma, dostuna kanıp, Çöpe konma, kargalara aldanıp. Macerayı kutsal bir ülkü sanıp Başını belaya sokarsan, yazık! Yiğidin düsturu kanun yoludur, Neylersin, dört bir yan namert doludur. Alçak da bir sefil Tanrı kuludur; Boş yere kendini yakarsan, yazık! Bir kızı sevmekten çekinme sakın! Sevmek en doğal şey, senin de hakkın. Ancak, havalarda olmasın aklın; Kafanı bir kıza takarsan, yazık! Ne vakit güneyden esse bir rüzgar, Derim ki: “orada bir kardeşim var!”. Aklını çelip de o köhne diyar, Başka denizlere akarsan, yazık! 21 Kasım 1997 |