Ağlayan Ağaç
Önce pencereden girer sonbahar
Sonra sarıya bürünür karşıki yamaç... Hüzünlü bir telaş başlar yerin üstünde: ’Toprak ana, sinende bana da yer aç! ’ Mevsim biter, kuşlar göçer, ve toprak der ki: ’Ne canımda can bıraktın, ne başımda saç, Ne bahçemde gül bıraktın, ne tahtımda taç, Beyaz ölüm kapamadan tüm bedenimi, Kükre ey gök, dünyaya nefretini saç, Can çekişen bedenim rahmete muhtaç! ’ Yağmur yağar, sel boşanır, taşar ırmaklar, Rüzgar çıkar, tufan olur, uçar yapraklar, Türkü söyler buluta kıraç topraklar: ’Küçük bulut, bana gel, kollarını aç, Sana sevgimi vereyim ben kulaç kulaç! ’ Şenlik başlar doğanın dört bir yanında, Artık ne gök kızgındır, ne toprak kıraç... Oysa uçup giden her yaprağın ardından Lanet okur göklere ağlayan ağaç... 19 Haziran 2001 Ankara |