Uyku ve Ölüm
I
Kasvetli bir gecede, uykumun ortasında -Ruhum matem tutarken ayrılığın yasında- Kulağımda çınlayan bir ses duydum aniden, Doğruldum birdenbire yattığım kuytu yerden. Tepeden tırnağa dek, hücre hücre irkildim, Yatağımda bir zaman hareketsiz dikildim. Kabuslar dizi dizi önün sıra geçtiler, Suya kanamış gibi alevlerden içtiler. Uzattım ellerimi, tutmak için geceyi, Görmek için uykulu gözlerimle gerçeği. - Damla damla biriken ya karanlık, ya korku, Damla damla süzülen ya gözyaşı, ya uyku- Uyku ile ölümün birleştikleri yerde, Çekildi karanlığın üzerindeki perde. Ruhumdaki kıvılcım aydınlattı geceyi, Bana da çözmek kaldı bu garip bilmeceyi... II Neden sonra yatınca düşündüm uzun uzun Dedim bu ses, uykunun koynunda ruhumuzun Yaşama dönmek için son bir inlemesidir, Ecelin pençesinde canhıraş nefesidir. Uyumak; yaşamaya yaşarken veda etmek, Rengarenk hayallere varlığı feda etmek. Uyumak, biten güne geceyi eklemektir, Tekrar yaşamak için şuursuz beklemektir. Uyku, yorgun hislerin sallandığı beşiktir, Hayat ile ölümün birleştiği eşiktir. Gecelerin koynunda ninni söyleyen devdir, Esrarengiz düşlerin saklandıkları evdir. Uyku, hayat yolundan gönüllü ayrılmaktır, Yaşayabilmek için yaşamdan sıyrılmaktır. 12 Mart 2008 Ankara |
ölüm uykuda güzeldir, güzel uykuda özeldir.
Cumhur Karaca