Bir dilim ekmekti sevdan
sisler çekilince gönlümün derinliklerinden
yangın dudaklarının yüzyıllarına düşerdim ritmim bozulurdu kıvrılarak uzanan yollarda olup olmadık yerde seni arar gölgeni arardım sırtımızdaki yorgun aşklarla yağlı kandillerle yüreğimi yüreğine zorunlu beklentilere açardım konuşurduk oradan buradan sessizliğe ağlardık cehennem yalnızlığıydı oysa ki ayrılık bilmiyorduk ucundan koparılmış ekmekçe birbirimize soğuyorduk bakışlarımızdaki yoksulluk geçiciydi belki anlıyorduk uzak dağlardı düşünü gördüğümüz gitmek istiyorduk köpüklü dalgaları aşacaktık sevgimize güveniyorduk tamamı sevgiden yapılmış yelkenliyi yüzdüremiyorduk sonra sürgüleri paslı bir kapının ardında kalakaldık gökyüzünü silkeledik ıslak dirençlerimizi de saldık payımıza düşen hüsran şarkılarıyla günlerce ağladık tükenişi oynuyordu tüm sinemalar bilet bulamadık güneşe döndük o üşümüş bedenlerimizi ısınamadık iki yaralı kalpti avuçlarımızdaki kan pompalayamadık devrilmişti kadehlerimiz ve devrikti hep zaferlerimiz aşkı damıttığımız oluklardan denizler yaratamamıştık keşkelerin dikildiği ücra atölyelerde zaman tüketmiştik biz sustukça örselenen yüreklerimizi asla dinlememiştik geçmiş zaman kapsülünde yarından çok dünü yaşadık bindiğimiz masal atını kendi ellerimizle dağlara saldık Selahattin Yetgin |
Tebrikler.