Kaç iz düşüm taşır gözlerin bilemem
Kaç iz düşüm taşır gözlerin bilemem
Kaç küfelik acı yükte hafif, pahada ağır Bir dudak bükümüyüm Ağlamaya titrer gibi ürkek Kart bir deri tabakası yüzüm Çürümüşüm , öyle yüzsüzüm Oysa ki kabullenilmeli her şey Kabullenmek kan doğramaksa da Kan kusup kızılcık şerbeti içmekse de Kabullenmek …Su gibi gerçek Kaç iz düşüm taşır gözlerin bilemem Kaç bakışın kör bir dehliz yutağı Sana soluksuz yazdığım kaç şiir Kaç mısrası içim dökümü Kaç satırı etim, tırnağım Kaç yerimden kesiğim, liğme edilmişim Bir ağaç kaç kez soyunur yapraksız ? Bulut yağmura ne kadar sabırsız? Ben sana ne kadar mecburdum şair? Nerelerim ki bir o kadar pervasız? Kaç iz düşüm taşır gözlerin bilemem Kaç çanak kan döküldü sayısız Oysa ki, sormadan söylemelerimiz olsun isterdim İçinde telaşlı bir dünya devinirken gözlerinin Hatıra binaen hatırda kalmak işte bir tamam Oysa ki ben sana ‘oysa ki’siz cümleler kurmak isterdim. |
Kaç iz düşüm taşır gözlerin bilemem
Kaç gidişle son bulur bu şiirler, hiç istemem ...